Türkiye Gazetesi’nden Mahmut Özay’ın haberine göre; o anları anlatan Zeynep Su Candan şunları söyledi:
“Onlar devletimize yanlış yapmadı. Hesaplarında para giriş çıkışı yok. Sadece havada kalan birkaç yalan ifadeyle ablalarım aylarca içeride tutuldu. Ailecek mağduruz, ablamın kocası da ilgilenmedi. Biz ailecek gücümüzü toplayıp ablalarıma yedi ay boyunca yardım ettik. Nihal bu durumu kaldırmadı, içerdeyken tek yaptığı şey duş alıp namaz kılmak olduğu için yemek yemedi, 28 kiloya kadar düştü. Ölümden döndü. Çok şükür kilosunu yükselttik, anneannem bakıyor ona. Sonra tahliye edildi ama henüz beraat kararı çıkmadı. Şimdi Bahar içerde. Bahar da günlerdir acilde yatıyor.
İddianamede hiçbir somut delil yok. Ben savcılarıma, devletime sonsuz saygı içerisindeyim. İnsana yanlış yapar, yalan söylersin kalp kırarsın ama devlete yanlış yapılmaz. Benim babam bir devlet üniversitesinde dekan, annem sınıf öğretmeni. Anneannem, dedem devlette öğretmenlik yaptı. Yani biz hayatının merkezine devleti koymuş bir aileyiz. Bütün bunlara rağmen devlete yanlış yapmakla suçladılar. Ablam şu anda ölümün kıyısında. Benim annem ve babam onu yetiştirmek için o kadar emek verdi. Ama o şimdi içerde ölmek üzere. Ben çok korkuyorum.
Bütün bunları Cumhurbaşkanı’mıza anlattım. Gözümün içine bakarak, tek tek dinledi. Çok teşekkür ederim. Elinden geleni yapacağını söyleyerek arkadaşlarımız bakacak, yapılacak bir şey varsa dedi. Çok çok mutluyum. Sonra başka bir başka arkadaşına yönlendirdi. O da bütün bunları dinledi, o da ilgileneceğini söyledi. Devletimi, savcımı çok seviyorum. İyi ki var Cumhurbaşkanı’mız, Allah başımızdan eksik etmesin. Bütün bu süreç eğitimimi sekteye uğratıyor. Not ortalamam geçen sene 90’ın üzerindeyken, bu yıl düştü. Şimdi ortalamam yerlerde. Annem ‘Cumhurbaşkanı’mıza bu perişanlığımızı anlatmazsan hakkımı helal etmem’ dedi. Çünkü biz ailecek çok zor durumdayız.”
Yorumlar kapalı.