1. Haberler
  2. Ankara
  3. Gündem
  4. Almanya’daki seçimler batı solu için ne anlama geliyor? – Bartosz M. Rydlinski

Almanya’daki seçimler batı solu için ne anlama geliyor? – Bartosz M. Rydlinski

featured

Ancak bugünün SPD’si eski halinin bir gölgesi: Parti pazar günkü federal seçimlerde oyların yalnızca %16,4 ‘ünü alarak hem Hıristiyan Demokrat Birlik/Hıristiyan Sosyal Birlik (CDU/CSU) hem de aşırı sağcı Alternative für Deutschland’ın (AfD) gerisinde kaldı. Bu yenilginin nasıl gerçekleştiğini ve Batı’daki sosyal demokrat hareketlerin geleceği açısından ne anlama geldiğini değerlendirmek önemlidir.

SPD’ye verilen destek 2000’lerin sonlarına doğru düşmeye başladı. Parti 2005 ve 2009 federal seçimlerinde oyların sırasıyla %34,2 ve %23 ‘ünü almıştır. Bu oran oyların yaklaşık %41 ‘ini aldığı 1998 federal seçimlerine kıyasla ciddi bir düşüşü temsil ediyordu. Bu düşüş büyük ölçüde Şansölye Gerhard Schröder’in 2000’lerin başında uygulamaya koyduğu “Agenda 2010” ve “Hartz” reformlarıydı. Schröder’in işgücü piyasasını serbestleştirip sosyal yardımları azaltarak durgun Alman ekonomisini canlandırmayı amaçlayan neoliberal politikaları, SPD’yi güçlü sendikalarda örgütlenmiş işçi sınıfı tabanıyla karşı karşıya getirdi. Aynı zamanda karizmatik maliye bakanı ve eski parti lideri Oskar Lafontaine’in SPD’nin sosyalist fraksiyonunu da yanına alarak sol bir ittifaka iltica etmesine yol açtı.

Seçmen kaybına rağmen SPD, Almanya’nın “Demir Leydisi” Angela Merkel’in liderliğinde CDU/CSU’nun küçük koalisyon ortağı olarak varlığını sürdürebildi. Merkel’in 2021’de emekliye ayrılmasıyla SPD, oyların dörtte birini alarak o yılki seçimi kazandı. Ancak SPD lideri ve Almanya Başbakanı Olaf Scholz, Yeşiller ve liberal, piyasa odaklı Hür Demokratlarla bir “trafik ışığı koalisyonu” (partilerin renklerinden dolayı böyle adlandırılmıştır) kurmak zorunda kaldı. Bu durum hükümeti, sosyal adaleti ilerletme ve vergileri düşürme; sosyal konut inşa etme ve girişimcilere destek sağlama; iklim değişikliğiyle mücadele etme ve Almanya’nın otomotiv endüstrisini koruma gibi çelişkili hedefler izlemeye zorladı. Bu geniş kapsamlı gündem, özellikle küreselleşme korkusunun arttığı bir dönemde, işçilerin güvenini yeniden kazanmaya yetmedi.

Son seçim öncesinde ne Scholz ne de partisi Alman seçmenlerinin öncelikli endişelerini doğru bir şekilde değerlendirebildi. Infratest dimap’ın ARD-DeutschlandTREND anketine göre, Almanların %37’si göçü ülkenin karşı karşıya olduğu en önemli sorun olarak görüyor. SPD ise bu konuda belirsiz ve kararsız bir tutum sergiledi. Parti, Almanya’nın Suriye, Afganistan ve Orta Doğu ve Kuzey Afrika’daki diğer ülkelerden bir milyondan fazla sığınmacıyı kabul ettiği 2015 yılında Merkel’in “açık kapı politikasını” zımnen destekledi. Öte yandan Scholz, terör saldırılarının ardından “ağır suçluların” Suriye ve Afganistan’a sınır dışı edilmesini savunmuştu. Bu tutarsız yaklaşım, göç ve güvenlik meselelerinde seçmenlerin güvenini kazanmak yerine, göçmen karşıtı AfD’nin “Müslüman tehdidi” konusunda haklı olduğu iddiasını güçlendirdi.

Infratest dimap anketine göre, seçmenler için ikinci en önemli mesele ekonomidir. Katılımcıların %34’ü hükümetin en önemli önceliğinin ekonomi olması gerektiğini düşünmektedir. Geçtiğimiz günlerde Der Spiegel ‘de Scholz hakkında yayınlanan bir makalenin de işaret ettiği gibi, Alman ekonomisi 2024 yılında üst üste ikinci kez daraldı, işsizlik arttı, sanayi sektöründe işten çıkarmalar yaşandı ve tüketici güveni sarsıldı. Bu durumun Scholz’un gözetiminde gerçekleşmesi, Merkel döneminde başarılı bir ekonomi yöneticisi olarak görülen imajını zedeledi. Bu da işçi sınıfı desteğinin büyük ölçüde SPD’den uzaklaşmasına neden oldu. Infratest dimap’ın sandık çıkış anketine göre, AfD işçi oylarının %38’ini kazanırken, SPD sadece %12’de kaldı.

Scholz başka alanlarda da yetersiz kalmıştır. Rusya’nın 2022’de Ukrayna’yı tamamen işgal etmesinin ardından dış politika ve ulusal güvenlikte çokça müjdelenen dönüm noktası (Zeitenwende) gerçekleşmedi. Almanya NATO’nun %2’lik savunma harcaması hedefini ancak karşılayabildi ve Ukrayna’ya verdiği taahhütleri yerine getirmedi. Benjamin Tallis’in Alman Dış İlişkiler Konseyi için hazırladığı “Zeitenwende’nin Sonu” başlıklı raporunda da belirttiği gibi Scholz’un projesi başarısızlıkla sonuçlandı.

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
vir_sl_
Virüslü
Almanya’daki seçimler batı solu için ne anlama geliyor? – Bartosz M. Rydlinski
Yorum Yap

You Can Subscribe To Our Newsletter Completely Free

Don't miss the opportunity to be informed about new news and start your free e-mail subscription now.
Giriş Yap

Ankara Gündem Son Dakika Haberleri ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Uygulamayı Yükle

Uygulamamızı yükleyerek içeriklerimize daha hızlı ve kolay erişim sağlayabilirsiniz.

Sosyal Medyada Biz