Baba Mustafa’nın çocuğa zarar verdiği ya da onu para karşılığı evlatlık verdiği iddia edilmişti. Stüdyoya gelen ağabey Sedat, Tutku’nun kaybını annesinden öğrendiğini, annesinin “Tutku evde yok” dediğini ve çocuk aklıyla bir yakınlarının evine gidip kardeşini orada aradığını anlatmıştı.
Tutku Dilara’nın kaybolduğu dönem ablası Havva Gül’ün bir arkadaşı; ağabey Sedat ve babasıyla ilgili gerçeği yıllar sonra itiraf etti. O dönem 12-13 yaşlarında olduğunu söyleyen kadın, Tutku Dilara’nın babası ve abisinin kendisini taciz ettiğini iddia etti. Baba Mustafa Kayıkçı’nın kendisini öpmeye çalıştığını anlattı. Eşi “Bir kızın canını yaktın başka bir kızın canını yakma” diyerek adamı uyardığını söyledi.
Sadece babası değil, kayıp kızın abisi Selçuk’un da kıyafetlerinin üzerinden kendisine dokunduğunu anlattı. Baba Mustafa Kayıkçı ise bunların yaşandığını söyledi ancak istismar etmediğini belirtti.
Yayına bağlanan kadının adını inatla söylemeye çalışan Mustafa Kayıkçı, Müge Anlı’yı çileden çıkardı. Anlı, “Bana inat diye ismini söyleme, o zaman ben de sana inat bütün anlattıklarını anlatırım. Ben nasıl saygılı duruyorsam, sen de aynı saygıyı bağlanana göster. Bana inat yapma! O inadın sonu sana yaramaz. Verme kadının ismini, sen de itiraf ettin, daha artık ötesi var mı? Söyledin, bunu yaşadık dedin. Onu izleyen köydekiler zaten kim olduğunu biliyor sesinden, topluma yüzünü göstermek istemiyorlar. Ben de saygı duyuyorum bu kadar basit. Ne güzel artık susmuyor kadınlar, yaşadıklarını anlatmaya çekinmiyorlar, çekinmesinler de…” sözleriyle tepkisini dile getirdi.
Yorumlar kapalı.