Karim Khan, Netanyahu ve Gallant’ın 8 Ekim 2023’ten itibaren Gazze Şeridi’nde işledikleri savaş suçları ve insanlığa karşı suçlardan cezai sorumluluk taşıdığına dair makul gerekçeler bulunduğunu belirtti. Suçlamalar arasında “savaş suçu olarak sivillerin aç bırakılması”, “kasten büyük acılara veya vücutta ya da sağlıkta ciddi yaralanmalara neden olmak” ve “savaş suçu olarak zalimce muamele” yer alıyor. Ayrıca, “kasten öldürme”, “savaş suçu olarak cinayet”, “savaş suçu olarak sivil nüfusa karşı kasıtlı saldırılar düzenlemek”, “insanlığa karşı suç olarak imha ve/veya cinayet” ve “insanlığa karşı suç olarak zulüm” gibi suçlamalar da bulunuyor.
Han, Gazze’de açlığın bir savaş silahı olarak kullanıldığını ve üç sınır kapısının kapatılmasıyla temel malzemelerin geçişinin keyfi olarak kısıtlandığını belirtti. Bu durumun Gazze halkının temel insani ihtiyaçlardan mahrum kalmasına yol açtığını ve gıda kuyruğunda bekleyen siviller ile insani yardım kuruluşu çalışanlarına yönelik saldırılarla ölümlere neden olduğunu vurguladı.
Karim Khan, İsrail’in uluslararası insancıl hukuka uyma yükümlülüğünü hatırlatarak, askeri hedeflerine ulaşmak için seçtiği araçların kasıtlı olarak sivil halkın ölümüne, aç kalmasına ve büyük acılar çekmesine neden olmasının suç teşkil ettiğini ifade etti. Ayrıca, hukukun eşit şekilde uygulanmaması durumunda hukukun çökmesi için gerekli koşulların yaratılmış olacağı konusunda uyarıda bulundu.