Soylu paylaşımında şu ifadeleri kullandı:
”Hukuk, İBB iddianamesiyle üzerine düşeni yapmış; siyaseti sermaye, para gücü ve dış bağlantılarla esir almak isteyen yapılara karşı, siyasetin ‘haysiyetini’ korumuştur.
Millet, yönetme veya denetleme erkini siyasetçiye sandıkla, demokrasiyle yani kendi iradesiyle teslim eder.
CHP, İBB iddianamesini hazırlayan savcıları HSK’ya şikâyet etti
Buna karşılık dünyanın her yerinde sermaye siyaseti dizayn etmek ister; fakat halk egemenliğinin güçlü olduğu siyasette, halkın seçtiğiyle yarışmaya dahi cesaret edemez.
Partileri hileyle, entrikayla, yolsuzlukla ve suç gelirleriyle ele geçirip Türkiye’nin geleceğini, siyasi istikametini değiştirmeye kalkışan yapıya, İstanbul Başsavcılığı hazırladığı iddianameyle izin vermemiştir.
Bu karanlık mekanizma zamanında fark edilmeseydi; milletin en temel gücü olan oy, sandık ve serbest seçim hakkı, para gücünün ve dış dizayn edicilerin hileli yöntemleriyle devre dışı bırakılacaktı.
Allah korusun…
15 Temmuz’da başaramadıkları Türkiye’yi işgal girişimini bu kez parayla, operasyonlarla, casuslukla ve benzeri yöntemlerle; herkesi itibarsızlaştırarak, sindirerek, tasfiye ederek tamamlamaya çalışacaklardı.
Siyasetçi hata da yapar, doğruda da isabet eder; ancak yaptığı her şey milletin gözünün önündedir. Partilerde kararı kongre verir, ülkede kararı seçim verir; sandıkla tecelli eden milletin iradesinin üzerinde güç yoktur.











