UYKUSUZLUK, UYKU APNESİ VE NARKOLEPSİ TRAFİK KAZALARINA NEDEN OLABİLİYOR
Prof. Dr. Fidan, uyku apnesi, narkolepsi ve kronik uykusuzluk gibi hastalıkların sürücülerde dikkat eksikliği ve yavaş reaksiyon sürelerine yol açarak trafik kazası riskini ciddi şekilde artırdığını belirtti. Bu nedenle, özellikle ehliyet yenileme ve sağlık raporu süreçlerinde uyku hastalıklarının göz ardı edilmemesi gerektiğini ifade etti.
UYKU TESTLERİ TRAFİKTE HAYAT KURTARIR
Uyku apnesinin, gece uykusu sırasında solunumun geçici olarak durmasıyla ortaya çıktığını hatırlatan Prof. Dr. Fidan, narkolepsinin ise ani uyku nöbetleri ve kas kaybıyla kendini gösterdiğini söyledi. Diğer uyku bozukluklarının da sabahları yorgun kalkma, gün içinde sürekli uyuklama hali ve konsantrasyon bozukluğu gibi belirtilerle sürüş güvenliğini tehdit ettiğine dikkat çekti.
UYKU TESTLERİYLE TANI KONULMALI, TEDAVİ ŞART
Uyku hastalıklarının tanısında polisomnografi gibi uyku testlerinin kritik öneme sahip olduğunu belirten Prof. Dr. Fidan, tanının ardından uygun tedaviyle bu sorunların kontrol altına alınabileceğini ifade ederek, “CPAP cihazı, özellikle uyku apnesi tedavisinde oldukça etkili bir yöntemdir. Ayrıca davranışsal terapiler, ilaç tedavileri ve bazı durumlarda cerrahi müdahale de uygulanabilir. Bu tedaviler sayesinde hem bireyin yaşam kalitesi artar hem de trafikteki riskler azalır.” sözlerini kullandı.
TRAFİK GÜVENLİĞİ İÇİN UYKU BOZUKLUKLARINA KARŞI BİLİNÇ ŞART
Prof. Dr. Fidan, sürücülerin düzenli sağlık kontrollerine ek olarak uyku kalitelerini de takip etmeleri gerektiğini söyledi. Uykusuz araç kullanmanın, alkollü araç kullanmak kadar tehlikeli olduğunu belirten Fidan, hem bireysel hem toplumsal farkındalığın artırılması gerektiğinin altını çizdi.
Sürücülerin ve trafik güvenliğinin korunması adına, sağlık raporlarında uyku hastalıklarının detaylı olarak incelenmesi, hayat kurtarıcı bir adım olarak değerlendiriliyor.
Yorumlar kapalı.