Ahmet Kıvanç, işçi ücretlerinin genellikle her ayın sonunda ödendiğini, ancak İş Kanunu’nun 57’nci maddesinin işverene, işçinin yıllık izin dönemine ilişkin ücretini izne başlamadan önce peşin veya avans olarak ödeme zorunluluğu getirdiğini belirtti. Bu tutar hesaplanırken fazla mesai ücreti, prim ve sosyal yardımların dikkate alınmadığını, ancak yıllık izne rastlayan hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ücretlerinin ayrıca ödendiğini vurguladı.
Kıvanç, “İzin ücretini yasaya aykırı şekilde ödemeyen veya eksik ödeyen işverene 2025 yılında her işçi için 3.837 TL idari para cezası uygulanır. Bu hüküm, 1475 Sayılı Eski İş Kanunu’ndan beri mevzuatta yer alıyor, ancak tam olarak uygulanmıyor. Şikâyet edilmesi halinde işveren hakkında idari para cezası veriliyor” dedi.
Kıvanç, Yargıtay’ın kararına konu olan dosyayı örnek verdi. İzmir’de iki işçi, yıllık izne çıkarken izin ücretlerinin peşin ödenmemesini gerekçe göstererek iş sözleşmelerini feshetti ve işverenden kıdem tazminatı talep etti. İşveren ödemeyi reddedince işçiler mahkemeye başvurdu.
İlk işçinin davası, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi’nde görüldü. Mahkeme, işverenin işçiye yasal hakkından fazla (49 gün) yıllık izin kullandırdığını, işçinin peşin ödeme talebinde bulunmadığını ve haklı fesih iddiasını ispatlayamadığını gerekçe göstererek işçiyi haksız buldu.
İkinci işçinin davası ise İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi’nde görüldü. İşveren, işçinin 11 yıldır çalıştığını, daha önce peşin ödeme talebinde bulunmadığını ve işçinin asıl amacının başka bir iş bulmak olduğunu savundu. Ancak mahkeme, kanunun emredici hükmüne aykırı olarak izin ücretinin ödenmemesi nedeniyle işçinin feshini haklı buldu.















Yorumlar kapalı.