Gazeteci Birsen Altuntaş’ın aktardığına göre; “Bana Göz Kulak Ol Duyarlı Yaşam Derneği”nin kurucularından Özge Özder, yasaların ve cezaların insanlar için olduğunu vurgulayarak şöyle konuştu:
“Hayvanlar, doğanın bir parçası olarak özgürce yaşamaya hakları olan varlıklardır. Sokakta yaşayan hayvanlar uzun süre hayatta kalmıyor. En iyi şartlarda bile 5-8 yıl yaşıyorlar. On yıllardır toplu kısırlaştırma çağrısı yapıyoruz. Ancak kısırlaştırma da yetmiyor, çünkü ithal ya da çiftliklerde üretilen cins hayvanlar sokaklara atılıyor. Tarihimizde Hayırsız Ada’ya atılan hayvanların utancını yaşadık. Bu utancı tekrar mı yaşayacağız? Üreten, satan ve sokağa atan biziz. Hayvanlar masumdur.”
Melis Birkan, yaşam hakkının her canlı için geçerli olduğunu belirterek, “Bir hayvanın ya da bir insanın öldürülmesi kararını vermeye hakkımız yok. Şehirde doğal hayat yok, her yer beton. Sokak hayvanlarının ömrü üç-dört yıl. Hastalık ya da araba çarpması yüzünden ölüyorlar. En azından bu hayvanların yaşam şartlarını iyileştirebiliriz” dedi.
Didem Balçın da hayvanların kısırlaştırılması ve rehabilite edilmesi gerektiğini vurgulayarak, “Petshop’larda hayvanlar satılıyor, laboratuvarlarda yeni türler üretiliyor. Çantalarında iki ay gezdirip sonra bu hayvanları terk ediyorlar. Çözüm, hayvanların parayla satılmamasıdır.” dedi.