Mahkeme kararının ardından siyasette yeni tartışmalar alevlendi. Eski AKP’li milletvekili Şamil Tayyar, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada partisinin de dikkatli olması gerektiğini vurguladı.
Tayyar, 2017 referandumundaki “mühürsüz oy” kararını hatırlatarak, benzer şekilde alınan kararların hukuk güvenliği açısından risk oluşturabileceğini söyledi.
Tayyar paylaşımında, “İstanbul’daki iptal kararının, Ankara’daki kurultay davasını kökten etkileyeceği aşikardır. Bu silsile böyle devam ederse, Özel dönemi bitecektir.” dedi. Sorunun hem hukuki hem de siyasi boyutu olduğunu söyleyen Tayyar, “Hukuk tarihinde emsali olmadığı için sadece siyasiler değil hukukçular da bölünmüş vaziyette. Fakat, genel olarak seçim hukuku, Yüksek Seçim Kurulu’nun inisiyatifinde değerlendirilir.” dedi. ‘Hukuk güvenliği’ hatırlatması yapan Tayyar, “Zaman aşımı, varsa suçu ortadan kaldırmaz ama kazanılmış hakkı korur” ifadelerini kullandı.
Tayyar, seçim hukuku ve hukuk güvenliği konusundaki kaygılarını dile getirerek, “Eğer, sulh hukuk mahkemesi üzerinden seçim hukuku oluşturulur, hukuk güvenliği korumasız hale getirilirse, her seçim kararı tehdide maruz kalabilir. Misal, 2017 referandumundaki sandıklar açılmadan mühürsüz oyların geçerli sayılmasına ilişkin seçim kurulu kararı, yarın bir sulh hukuk mahkemesince kaldırılırsa, ne olur? Veya kıran kırana geçen bir belediye veya milletvekilliği seçiminde yıllar sonra benzer bir durumun yaşanmayacağını kim garanti edebilir?” diye sordu.
“Yaşananların Cumhur İttifakı’na hiçbir faydası yoktur” yorumunu yapan Tayyar, “CHP meşru zeminde mücadelesini sürdürmeli, iktidar burada hukuki boşluk varsa tartışmaları sona erdirecek adımlara katkı sunmalıdır.” önerisini dile getirdi.
16 Nisan 2017 tarihinde gerçekleştirilen tarihi yeni anayasa referandumunda, oy verme işlemi başlamadan önce sandık başkanları tarafından mühürlenmesi gereken zarfların ve pusulaların mühürsüz şekilde kullanıldığının ortaya çıkmış ve şaibe iddiaları gündeme gelmişti. Yüksek Seçim Kurulu ise sandıklar kapandıktan sonra “mühürsüz pusulalar ve zarflar da geçerlidir” diyerek tartışmaların fitilini ateşlemişti. Karara başta siyasetçiler olmak üzere çok sayıda hukukçu da karşı çıkmış ancak itirazlardan bir sonuç alınamamıştı.












Yorumlar kapalı.