Ankara’nın Beypazarı ilçesi, 7.’si tertip edilen Ananesel Kızak Şenliği’ne konut sahipliği yaptı.
Beypazarı Belediyesi tarafından organize edilen şenlikte, kızakla kayma, atlı kızak, kızak sürükleme, halat sürükleme müsabakaları, animasyon şovları, paintball atışları ve konser gibi muhtelif faallikler yer aldı. Şenlik vesilesiyle doyasıya eğlenmek isteyen yurttaşların buluşma noktası ise ilçeye 30 km mesafedeki bin 650 yükseltili Karaşar Mahallesi’ndeki Kirazyanı Yaylası oldu. 7’den 70’e her yaştan katılımcıya sarih olan şenliğe Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar da katıldı.
KKTC Cumhurbaşkanı Tatar, basın üyelerinin Kıbrıs Rum Kesimi’nin hudutlara, silah ve cephane yığmasını nasıl değerlendirdiği suali üzerine şunları söyledi:
“1974’deri sonra artık yeni bir vaziyet ortaya çıkmıştır. Rumlar er ya da geç kabul etmek zorundalar. Artık Kıbrıs’ta iki ayrı ulus iki ayrı devlet yan yana yaşayan iki ayrı demokrasi vardır. Bizim bu kadar sene sonra Kıbrıs’ta birleşme, Kıbrıs’ta kendi devletimizin ortadan kalkması ve başka bir yapıya yem olmamız mevzubahisi olamaz. Biz her zaman Kıbrıs Türk toplumu olarak kendi güvenliğimiz ve varlığımız için kesinlikle Türkiye Cumhuriyeti’nin garantörlüğü ve Kıbrıs’ta Türk askerinin varlığını korunduk ve korunmaya devam edeceğiz. Bunlar bizim kırmızı çizgilerimizdir. Hiçbir efor bu noktada bizi geri adım attıramaz. Onların silahlanması bana göre nafiledir. Zira Türkiye Cumhuriyeti’nin en yetkili ağızları, her zaman söylüyorlar. Bugün 85 milyon, yarın 100 milyon. Büyük Türk ulusunun bu coğrafyadaki pozisyonu ve varlığı belirlidir. Dediğim gibi İskenderun’dan Ege Adaları’na kadar 2 bin kmlik sahil şeridi olan ve Türkiye’nin güvenliği için de Kıbrıs Adası’nda statüyü ne kadar ehemmiyetli olduğunu zati hepimiz öğreniyoruz. Dolayısıyla o yapılanlar, hukuk dışıdır. Zira Türkiye Cumhuriyeti, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin garantörüdür. Hala daha öyledir. Dolayısıyla garantör ülkenin haberi olmadan, garantör ülkeye karşı bu biçimde silahlanmalar ve birtakım hareketler asla kabul görmez. Bu natürel ki gerginliği daha da artırır. Kimseye de fayda sağlamaz. Biz her vesileye Rum idaresini tekerrür yaptıklarını değerlendirmeye davet ediyoruz. Aklıselime çağırıyoruz. Zira bu süreçlerin kimseye bir katkısı yok. Biz Kıbrıs’ta; adaletli, kalıcı, sürdürülebilir, denklik esasında bir uyuşma istiyoruz. Türkiye oradan çıkmaz, çıkamaz. Zira Türkiye’nin orada 1571’den beri hakları var. Türkiye Cumhuriyeti’nin kendi güvenliği bakımından da Kıbrıs Adası çok ehemmiyetlidir. Dolayısıyla KKTC, daha da kuvvetlendirilmelidir. Yeni siyaset budur.”
İHA