TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, önümüzdeki günlerde Meclis’e sunulacak 10.Yargı Paketi’ne ilişkin bazı ayrıntıları paylaşmıştı. Ceza infaz paketi olarak da bilinen bu düzenlemede Adalet Bakanlığı yetkililerin, Türkiye’nin de dahil olduğu AİHM (Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi) kararları çerçevesinde önemli düzenlemeler yapıldığı öğrenildi.
Konuya ilişkin bilgi veren Adalet Bakanlığı yetkilileri, AİHM kararları nedeniyle 2 yıl altında cezası olan suçlarda, denetimli serbestlik ya da hükmün geriye bırakılmasının uygulandığını hatırlattılar. Bu kriter nedeniyle 10. Yargı Paketi ile yapılan düzenlemeyle beraber suçların çoğunluğunun alt sınırının 3 yıldan başlayacağı ifade edildi.
Bu düzenleme ile toplumda cezasızlık algısının ortadan kalkacağını da vurgulayan Adalet Bakanlığı yetkilileri, hakimlerinde uluslararası hukuk çerçevesine takılmasının önüne geçileceğini ifade ettiler.
Halen ölümlü trafik kazası cezası için mahkemelerde yargılamanın 2 yıldan 6 yıla kadar olan hapis isteminin başladığını hatırlatan yetkililer, 10.Yargı Paketi’ndeki düzenleme ile 4 yıl üst sınırının ise 12 yıl olarak değiştirildiğini belirttiler. Aynı kazada birden fazla kişi hayatını kaybettiyse, ya da hem ölüm hem de yaralanmalar da varsa cezanın üst sınırı 24 yıla kadar çıkarılabilecek.
Yargı paketinde yine bir başka suçta da alt sınır değişikliğine gidildi. Cebir veya tehdit kullanarak ya da hukuka aykırı başka bir davranışla bir aracın hareket etmesini engelleyen, bu aracı hareket halinde iken durduran veya gitmekte olduğu yerden başka yere götüren kişiler, bundan sonra en az üç yıl hapis cezası ile yargılanacak.
10.Yargı Paketi ile infaz sisteminde değişikliğe gidilecek. Basit suçlardan sabıka kaydı olmasına karşın herhangi bir cezai işlem görmeyen faillerin işledikleri suçlar artık cezasız kalmayacak. Özellikle mahkemeye çıkarılmadan, savcılıktan serbest bırakılma uygulamasına son verilecek. Mahkemeler, kadına ve çocuğa yönelik şiddet fiillerinden yargılanan kimselerin ilk duruşmada şartlı tahliye edemeyecek.Özellikle kamuoyunda tepki toplayan bir uygulama olarak bilinen ‘Taksirle ölüme sebep olanlara da denetimli serbestlik kararı vermesine’ de son verilecek. Bu kişiler için uygulanan yargılama usulü ve iyi hal indirimi tamamen değiştirilecek.