İddianamede yer alan bilirkişi raporunda binanın yapımına 2014 yılında başlandığı belirtildi. Raporda “binadan alınan bir adet perde ve bir adet kolon numunesi için beton basınç dayanımının 2007 yılında yayınlanan deprem yönetmeliği şartını sağlamadığı”, “binadan alınan donatı çubuklarının belirtilen kriterleri sağlamadığı, dolayısıyla donatı için elde edilen malzeme dayanımı değerlerinin kabul edilebilir düzeyde olmadığı” tespiti yer aldı.
Raporda “Söz konusu binada projelendirme, yapım ve iş bitimi aşamalarında deprem bölgelerinde yapılacak binalar hakkında yönetmelik esaslarına yeterince uyulmadığı görülmüştür” denildi.
Dosya kapsamında 1 Mart 2023 tarihinde tutuklanan müteahhit Abdussamet Yılmaz “kanser hastası” olduğu gerekçesiyle 9 Mart 2023 tarihinde; 1 Aralık 2023 tarihinde tutuklanan yapı denetim şirketi yetkilisi Cafer Tacettin Güler, “tutuklulukta geçirdiği süre ve mevcut delil durumu” gerekçesiyle 7 Haziran 2024 tarihinde tahliye edildi. 2 tutuklu sanığın tahliye edilmesi sonucu dosya kapsamında tutuklu sanık bulunmuyor.
Müşteki avukatlarından Erdem Eren süreci ANKA Haber Ajansı’na değerlendirdi. Avukat Eren, sanıkların tahliye edilmesinin hukuka aykırı olduğunu öne sürerek, şöyle konuştu:
“Zekiye Kırat Apartmanı davasında iki ana sanık (müteahhit, yapı denetim şirketi yetkilisi) ve başka sanıklar (mimarlar, mühendisler) vardı. Şu anki durumda hiçbir sanık tutuklu olarak yargılanmamakta hatta duruşmalardan vareste tutuldu. Artık sanıkların duruşmalara katılmasına bile gerek görülmüyor. Hukuk dışı bir durumla karşı karşıyayız. Neden? Yargılamanın ilk başında sanıklardan müteahhit olan kişi tutuklu olarak yargılanıyordu. Tutukluluğu sadece 7 gün sürdü. Çünkü kendisinin kanser olduğu, bir doktor raporuyla mahkemeye iletildi ve tahliye kararı verildi. Bu durum hukuka aykırıdır. Sağlığa ilişkin mazeret durumlarında Adli Tıp Kurumu’ndan bir rapor getirilmesi veyahut Adalet Bakanlığı’nın kabul ettiği bir hastaneden heyet raporu getirilmesi gerekir. Tek doktorlu raporla tahliye kararı verilmesi hukuka aykırıdır.
Sanıklardan yapı denetim firması yetkilisi de 6-7 ay kadar tutuklu kaldı. Son celsede dosyadaki ‘mevcut delil durumu’ dikkate alınarak onun hakkında da tahliye kararı verildi. Dosyada hiçbir şekilde sanıklar lehine bir delil yok. Bütün deliller sanıklar aleyhinde toplanmışken, savcılık aşamasında Karadeniz Teknik Üniversitesi’nden alınan kusur raporu da sanıkların kusurlu olduğunu açıkça göstermişken, bütün tanık beyanları da bunları gösterirken mahkeme heyetinin delil durumuna dayanarak tahliye kararı vermesi de hukuka aykırıdır. Kabul etmek mümkün değildir.”
Eren, Zekiye Kırat Apartmanı davasındaki sanıkların “olası kastla öldürme” suçundan yargılanması gerektiğini belirterek, “Sanıkların eyleminin olası kast kapsamında değerlendirmesi gerekiyor. Karadeniz Teknik Üniversitesi’nden heyetin hazırladığı bilirkişi raporunda ‘malzeme dayanımının yeterli olmadığı’ vurgulanıyor. Malzeme dayanımının olmadığı bir yerde ve anında binanın yıkıldığı bir yerde sanıkların kusurlarının çok ağır olduğu ortadır. Olası kastta aynı bilinçle taksirdeki gibi bir öngörü vardır. Ama bilinçli taksirle bu öngörünün karşısında sanık veya şahıs bu sonucun oluşmaması için elinden geleni yapar. Olası kastta ise bir kayıtsızlık hali vardır, ne olursa olsun durumu vardır. İşte bizim durumumuzda budur” diye konuştu.