Facianın ardından 25 yıl geçmesine ve deprem uzmanlarının her geçen gün artan uyarılarına rağmen Türkiye hâlâ depreme tam olarak hazır değil. Gölcük Depremi’nin vurduğu Kocaeli’nde yaralar sarılmaya çalışılsa da kentsel dönüşüm süreci henüz tamamlanmış değil. Gölcük İlçe Belediye Başkanı Ali Yıldırım Sezer, “Gölcük’teki yapı stokunun çok önemli bir kısmı yenilendi. Sadece beldelerde bulunan merkezdeki binalar yenilenmedi” derken, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ile Kocaeli Büyükşehir Belediyesi tarafından finanse edilen projede, riskli 494 binanın yıkılmasının ardından başlayan kentsel dönüşüm projesi sürüyor. Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı, Kocaeli Büyükşehir Belediyesi ve Gebze Teknik Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü işbirliğinde hazırlanan ‘Kocaeli İli Afet Zararlarının Azaltılmasında Akıllı Kent Uygulaması Projesi’ kapsamında ‘acil müdahale’ ve ‘erken uyarı’ sistemi kurulması için çalışmalar devam ediyor.Uzmanların büyük bir deprem beklediklerini her fırsatta dile getirdikleri İstanbul’da ise 17 Ağustos’ta 454 kişi yaşamını yitirirken, bin 880 kişi yaralandı. 41 bine yakın konut ve iş yerinde hasar oluştu, 18 bin 162 konut orta ve ağır şiddetteki hasar yüzünden oturulamaz hale geldi. Marmara Depremi’nden 25 yıl sonra açıklama yapan Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum ise “Bugün, İstanbul’un 39 ilçesinde risk analizlerimizi tamamladık. Ve gördük ki bu şehirdeki toplam ev sayısının 5’te 1’i, yaklaşık 1,5 milyon ev sağlıksız durumda. Olası bir depremde 600 bin konutun yıkılma tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu gördük, yine 2,5 milyon insanımızın bu riski taşıdığını belirledik” ifadelerini kullandı.
İnşaat Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi Başkanı Sinem Kolgu da 17 Ağustos’un yıldönümü dolayısıyla düzenlenen ‘Depremin afete dönüşmesi önlenebilir’ konulu toplantıda, depreme hazırlık çalışmalarının başında yapı stokunun iyileştirilmesinin geldiğini belirterek, Türkiye’deki yapı stok sayısı ve bu stokun risk oranının tam anlamıyla bilinmediğine dikkat çekti. Kolgu, TBMM’de İzmir depremi sonrası kurulan araştırma komisyonun Temmuz 2021 tarihli raporuna atıfta bulunarak Türkiye’de 10 milyon civarında olan yapı stokunun 6-7 milyonluk kısmının riskli yapı statüsünde olduğunu, İstanbul’daki yaklaşık 600 bin konutun çok riskli statüsünde yer aldığını kaydetti.
İstanbul Teknik Üniversitesi’nden Prof. Dr. Himmet Karaman ise İstanbul’da yaşanacak olası bir depremde Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat felaketine benzer sonuçlar beklediklerini ifade etti. Prof. Dr. Karaman, “7.6 büyüklüğünde bir deprem olursa gerçekten büyük bir sıkıntı bizi bekliyor. Çünkü yıkılması beklenen çok fazla sayıda bina var. Deprem olmadan bile yıkılan binalar var. Burada tüm sorumluluk belediyelerde değil. Vatandaşlar, müteahhitler, valiliklere görev düşüyor. En riskli yapıların, bölgelerin belirlenmesi ve buna göre müdahale planlarının yapılması gerekiyor” dedi.
Depremde babaannesini, kuzenini, arkadaşlarını ve komşularını kaybettiğini dile getiren Kadriye Kasapoğlu (51), Kahramanmaraş merkezli depremlerden etkilenen vatandaşların yaşadıklarını ve hissettiklerini çok iyi anladığını ifade ederek, “Eltimin erkek kardeşi 11 gün sonra sudan çıkarılmıştı. 11 yaşında erkek çocuğuydu. Çocuğun cesedi tanınmayacak haldeydi, kolundaki saatten tanıdılar. Ben annesine ‘Gözün aydın’ dedim. Öyle bir konumdaydık. Öleni artık unutmuştuk. Cenaze bulununca alkış tuttuk, kahkaha attık. Bu normal insan tepkisi değildi. Deprem oldu, bitti ve her şey yerini buldu ama o yaşananlar asla unutulmaz. Ölsem kemiklerim unutmaz” cümlelerini kullandı.