Ailenin avukatı Kerim Bahadır Şeker, mahkemenin gerekçeleri yeterli görmediği için ret kararı verdiğini belirterek, Ankara Bölge İdare Mahkemesi’ne yaptıkları başvuruyla karara itiraz etti. Her an sınır dışı edilme korkusu yaşayan Qamer Gül Meliki, “Cami hocası yardımcı oluyor, ev kiramızı karşılıyor. Öyle geçiniyoruz. Kimliğimiz zaten reddedilmiş ve davamız hala sürüyor. İtiraz ettik. Ne olacağını düşünmek bile istemiyorum. Zor bir süreçten geçiyoruz” dedi.
Nourtani ailesinin ülkelerinde Taliban rejimi nedeniyle can güvenliği olmadıkları gerekçesiyle kaçak olarak geldikleri Türkiye’de yaptıkları uluslararası koruma başvurusu, Zonguldak İdare Mahkemesi tarafından reddedildi. Ailenin avukatı Kerim Bahadır Şeker, mahkemenin gerekçeleri yeterli görmediği için ret kararı verdiğini belirtti. Aile, avukatları aracılığıyla Ankara Bölge İdare Mahkemesi’ne yaptıkları başvuruyla karara itiraz etti.
Nourtani’nin eşi Qamer Gül Meliki (38), oğulları sağ bacağını İran’da bakımsızlıktan kaybeden Seyyid Mohammad (22), Pir Mohammed (16), işitme engelli Ali Rıza (13), Seyyid Rıza (3) ve gelini Şaziye Mohammadi (20) kaçak olarak Türkiye’de bulundukları için ne hastaneye gidebiliyor ne de eğitim hakkından faydalanabiliyor. Geçici sığınmacı statüsünde olmayan aile, her an sınır dışı edilme tehlikesiyle de karşı karşıya. Ailenin sığınma taleplerine ilişkin dava süreci devam ederken, Afgan madenci yakıldıktan sonra aileye ulaşan davalı yakınlarının da ‘ölüm tehditleri savurduğu’ iddiası yazılan dilekçeyle mahkemeye iletildi.
Öte yandan, Afganistan’dan kaçarken işitme cihazını kaybeden Ali Rıza, herhangi bir tedavi görmüyor, sesli iletişim kuramıyor. Ayrıca, psikolojik sorunlar yaşayan anne Meliki ve oğlu Seyyid Mohammad Nourtani de Birleşmiş Milletler’den (BM) yardım istedi. BM ile yapılan telefon görüşmelerinin ardından aileye antidepresan ilaçlar kargo ile gönderildi. Okula giderek Türkçe öğrenemeyen çocuklar, bir camide Kuran- kursuna giderek sosyal hayata katılmaya çalışıyor. Sağlık sorunları bir yana çalışma izinleri de olmadığı için herhangi bir işte çalışmayan aile, Sosyal Yardımlaşma Vakfı’nın aşevinden gelen yemekler ve hayırseverlerin yardımıyla geçimini sürdürüyor.
Maddi durumlarının kötü olduğunu ve eşinin ölümünden 1 ay sonra Kızılay’dan aldıkları yardımın kesildiğini söyleyen Meliki, “Evde çalışan yok. Tek çalışanımız kocamdı. Kiramızı ödüyorlar ama bizim elektriğimiz, suyumuz var. Çocuklar hastalanıyor, hastanesi ilacı var. Büyük oğlan hasta zaten. Sakat oğlum için maaş bağlanması olabilir, herhangi bir yardım olabilir. Bununla ilgilenilmesini devletten istiyorum” dedi.
Eşine yapılanlar nedeniyle hala endişe ve korku içinde olduğunu belirten Meliki, “Ülkemizi terk edip İran’a gittik. İran’da da kalamadık. Buraya geldik, 6 ay geçmeden eşim öldürüldü. Bunların gerçekten hak ettiklerini bulmalarını istiyorum. Çocuklarım her markete, camiye gidişlerinde 2-3 kişi gidiyorlar. Çünkü tek gönderemiyorum. Çok korkuyorum. Her gittiklerinde onlar dönene kadar çok stres yaşıyorum. Bazen kendim götürüyorum camiye ya da markete kadar çok korktuğum için ben götürüyorum. Her kim böyle bir olay yaşasa bu korkuyu hazmedemez” şeklinde konuştu.