Keşir, İstanbul Sözleşmesi’ni 45 ülkenin imzaladığını hatırlatarak, “Sözleşmeye 45 ülke imza koydu ama 6 ülke hiçbir şey yapmadı. Bu 6 ülkenin içinde Finlandiya, İsviçre ve Norveç de var. Diğer ülkelerde de ceza kanunu gibi, medeni kanun gibi bazı kanunlarında küçük değişiklikler yapılıyor. Mesela Belçika ceza kanuna bir bent ekledi. Hollanda keza öyle. Bir iki bent ekleyerek birtakım çözümler üretmeye çalıştı. Hiçbir Avrupa ülkesinde İstanbul Sözleşmesi’nden sonra kapsamlı bir kadına yönelik şiddetle mücadele yasası ne yazık ki çıkmadı. Sadece Türkiye’de 6284, 2012 yılında çıkardığımız bir yasa. Kapsamlı; 23 maddeden oluşan, yargılama sürecini, mağdur haklarını, bütün bu süreçleri tek tek tanımlayan kapsamlı bir kanun” dedi.
Geçen mayıs ayında Avrupa Konseyi’nin tüm ülkeler için bir direktif yayımladığını hatırlatan Keşir, şöyle konuştu:
“Bunu resmi gazetesinde de yayımladı. Kadına yönelik şiddetle, mücadeleyle ilgili 51 maddelik bir direktif. Ayrıca Avrupa ülkelerine yapmaları gereken yasal yükümlülükleri sıraladı. Bunun içinde üç yıl süre verdi. Bu demek oluyor ki bugüne kadar bir şey yapmadınız. Önümüzdeki üç yılda bunu yapın demek bu. Biz arkadaşlarımızla o 51 maddeyi çalıştık. Hemen hepsi Türkiye’de yasal mevzuatta. Bu 51 maddenin içinde olmadığı halde Türkiye’nin uyguladığı iki ilave uygulama var. Yasal mevzuat açısından Avrupa Konseyi’nin kendi ülkelerine verdiği direktifteki tüm maddeler Türkiye’de yasal olarak mevcut.
Bizim yasal mevzuat anlamında eksiğimiz yok. Tek bir kadının canının yanmasına dahi müsaade etmeyeceğiz. ‘İstanbul Sözleşmesi yaşatır’ı söyleyebileceğimiz bir veri yok elimizde. Az önce Avrupa’nın verilerini söyledim. 26 ülke çekince koymuş İstanbul Sözleşmesi’ne, 7 ülke hiçbir şey yapmamış. Yani, ‘Sözleşme yaşatır’ı ispatlayacak veri yok elimizde. Böyle olduğu için zaten Avrupa konseyi 51 maddelik direktifi geçtiğimiz mayıs ayında yayımladı.”
Kaynak: DHA