Kapadokya, milyonlarca yıl önce Erciyes, Hasan Dağı ve Güllü Dağ’ın volkanik patlamaları sonucu oluşan lavların katmanlaşmasıyla bugünkü peri bacaları ve vadilere sahip olan bir doğa harikasıdır. Bölgenin tarihi ise M.Ö. 6. yüzyıla kadar uzanıyor. Persler döneminde “Güzel Atlar Ülkesi” anlamına gelen Kapadokya, birçok medeniyetin izlerini taşıyor. Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinde de önemli bir yerleşim merkezi olan bu bölge, yer altı şehirleri ve kaya kiliseleri ile tanınıyor.
Kapadokya’da gezilecek birçok tarihi ve doğal güzellik bulunuyor. İşte Kapadokya’da mutlaka görülmesi gereken yerler:
UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan Göreme Açık Hava Müzesi, bölgedeki en önemli turistik noktalardan biridir. Kaya içine oyulmuş kiliseler ve manastırlar, Hristiyanlığın erken dönemine ışık tutuyor. Fresklerle süslenmiş bu yapılar, tarih ve sanat severler için büyük bir ilgi odağıdır.
Kapadokya’nın en yüksek noktalarından biri olan Uçhisar Kalesi, manzarasıyla büyülüyor. Kale, bölgeyi kuşbakışı izlemek ve gün batımının tadını çıkarmak isteyen ziyaretçiler için vazgeçilmez bir durak. Aynı zamanda kalenin içinde yer alan tüneller ve odalar, tarihi dokusuyla dikkat çekiyor.