Anksiyete, hayatta karşılaştığımız günlük zorluklar ve tehditlerle baş etme mekanizmamızdır. Anksiyete bozukluğu ise bu normal tepkinin aşırı, sürekli ve kontrol edilemeyen bir hal almasıdır. Bu durum, kişinin yaşamını olumsuz etkileyerek günlük aktivitelerini sürdürmesini zorlaştırabilir.
Anksiyete bozukluğu, genellikle çeşitli alt türleriyle ortaya çıkabilir. Yaygın anksiyete bozukluğu, sosyal anksiyete bozukluğu, panik bozukluğu, obsesif-kompulsif bozukluk ve travma sonrası stres bozukluğu gibi farklı formlara sahip olabilir.
Anksiyete bozukluğu çeşitli belirtiler ve bulgularla kendini gösterebilir. Bu belirtiler genellikle fiziksel, duygusal ve davranışsal olarak ortaya çıkar. Fiziksel belirtiler arasında kalp çarpıntısı, terleme, mide rahatsızlığı ve titreme bulunurken, duygusal belirtiler arasında sürekli endişe, korku ve huzursuzluk hissi bulunur. Davranışsal belirtiler ise kaçınma, takıntı ve obsesyon gibi davranışları içerir.
Anksiyete bozukluğunun nedenleri karmaşık ve çok yönlüdür. Genetik faktörler, çevresel tetikleyiciler ve kimyasal dengesizlikler anksiyete bozukluğunun ortaya çıkmasında rol oynayabilir. Ailesinde anksiyete bozukluğu geçmişi olan bireylerin risk altında olduğu düşünülmektedir. Ayrıca, travmatik yaşantılar, stresli yaşam olayları ve kötü çocukluk deneyimleri de anksiyete bozukluğu gelişimini tetikleyebilir.