Araştırmayı yürüten Andrzej Pydyn, Şubat ayında yaptığı basın açıklamasında, gemiye dair tek ipucunun o dönemden kaldığı düşünülen bir bakır külçesi olduğunu bildirdi. Paslanmış demir yapı ya da ahşap iskelet olmamasından dolayı enkazın kendisi bulunamadı lakin Akdeniz’deki bakır kalıntıların bronz çağından kalma bir gemi enkazı kanıtı olabileceği düşünülüyor.
Tüm bunların yanı sıra bakırın Denizli dibinde bulunma şekli geminin ani ve trajik bir şekilde bakmış olabileceği düşüncelerine akıllara getiriyor. Bu keşif, bölgedeki denizcilik tarihine ve ticaretin geçmişine ışık tutabilir. Ayrıca, geminin kalıntıları arkeologlar için önemli bir araştırma fırsatı sunabilir.
Uzmanlar şimdiye kadar 30 adet bakır külçesi ele geçirdiklerini belirtirken bunları “oksit külçeleri” olarak isimlendirdi. Bu kültürlerden bir tanesi 20 kg ağırlığında gelirken uzmanlar söz konusu bu parçaların geminin bir kayaya çarptıktan sonra hızla battığını gösterdiğini ifade ediyorlar.
Konuya ilişkin daha detaylı bilgiler elde edebilmek için külçeleri in şekli daha yakından analiz ediliyor. Yıllar içinde değişim gösterdikleri için yaşlarını belirlemek amacıyla kullanılabileceği düşünülüyor. Konuya ilişkin açıklama yapan Pydyn, “Tipolojik olarak külçeler bilinen en eski külçeler arasında yer alıyor” diyerek, “Aslında Geç Bronz Çağı’ndan Orta Bronz Çağı’na doğru yol alıyoruz” sözlerini ekledi.