Ekrem Şen’in koleksiyonunda, Osmanlı, oltu, ateş, sıkma, damla kehribar, zultanit, katalin, mercan, firuze, altın ve gümüş işlemeli el yapımı tespihler gibi çeşitli değerli parçalar bulunuyor. Şen, bu tespihlerin her birinin cinsine, yaşına ve kalitesine göre değer kazandığını, ancak manevi değerlerinin maddi değerlerinden daha önemli olduğunu belirtiyor.
Şen, el yapımı ve özellikle Osmanlı dönemine ait tespihlere karşı büyük bir ilgi duyduğunu ifade ediyor. Tespihlerin maddi yönünden çok manevi değerine odaklandığını vurgulayan Şen, tespih koleksiyonunun değerinin her parçasının bir hatıra ve anı taşıdığını söylüyor. 100 bin liralık bir tespih ile 1 liralık bir tespih arasında maddi anlamda fark görmediğini belirtiyor.
Şen, tespih pazarlarını ve müzayedeleri düzenli olarak takip ediyor ve koleksiyonuna yeni parçalar eklemek için Türkiye’nin dört bir yanına seyahat ediyor. Tespihlerin değerinin koleksiyon değeri ve ustaların emekleriyle belirlendiğini vurgulayan Şen, elindeki tespihleri satma fikrinin içini boşaltacağını, bu yüzden satışa çıkarmadığını belirtiyor.
Osmanlı dönemi kehribar tespihlerin nadir ve ilginç olduğunu, bu tespihlerin hem pahalı hem de çok az bulunduğunu ifade eden Şen, tespihler hakkında zamanla derinlemesine bilgi sahibi olduğunu söylüyor. Daha önce tespihlerin nasıl kullanıldığını bilmediğini, zamanla tespih çekmenin gerektiğini öğrendiğini ekliyor. Tespihlerin sadece çekilmesi gerektiğini ve sallamanın uygun olmadığının da altını çiziyor.
Şen, koleksiyonunu sergilemek amacıyla iş yerinde özel bir alan oluşturduğunu ve koleksiyonunu çocuklarına miras bırakmayı planladığını ifade ediyor. Ekrem Şen’in koleksiyonu, sadece bir hobi değil, aynı zamanda bir aile mirası ve tarihsel bir değer taşıyor.