Ketenci, iktidarın öğretmen yetiştirme konusunda sınıfta kaldığını ifade etti. Milli Eğitim Bakanlığı’nın öğretmen açığını ücretli öğretmenlerle kapatmak istediğini de belirten Ketenci, ücretli öğretmenlik konusunu ‘devletin kendi eli ile taşeron işçi çalıştırması’ olarak nitelendirdi.
Ketenci şunları söyledi:
“Cumhurbaşkanının kabine toplantısı sonrasında bir miktar öğretmen atayacağız. Bakan bu konuyla ilgili çalışma yapıyor açıklaması, devletin öğretmen yetiştirme ve geliştirme politikaları noktasında bir kez daha sınıfta kaldığının göstergesidir aslında. Çalışma Bakanlığı verilerine göre 200 bin öğretmen açığı olduğunu bildiğimiz Milli Eğitim’de aslında seçim yatırımı olarak bundan önce gözlemlediğimiz hükümetin 10 – 20 bin öğretmen alıyoruz diyerek bu ülkede öğretmenlik mezunu yani uzmanlık mezunu genç arkadaşlarımızın bu onurlu görevi yapmak için hükümetin seçim yatırımlarına ihtiyaç duyduğunu gözlemliyoruz. Dolayısıyla 200 bin açığı kapatmak adına hükümetin seçim yatırımı olarak değil bu açığın tamamını güvenceli istihdam modeliyle kadrolu öğretmen ataması yaparak kapatması gerektiğini düşünüyoruz. Bu açığın 110 bin civarındaki kısmını Milli Eğitim Bakanlığı ücretli öğretmenlerle kapatmaya çalışıyor. Bugün ücretli öğretmenlik devletin kendi eliyle taşeron işçi çalıştırmasıdır. Doğru bir istihdamla güvenceli istihdamla kadrolu öğretmen alımı yapılmasını söylüyoruz ve söylemeye de devam edeceğiz. Milli Eğitim Bakanlığı ve hükümet atanamayan değil, atanmayan öğretmen başlığı altında aslında taşeron işçi çalıştırdığı gibi bir de doğru istihdam alanı yaratmayarak kamu kaynaklarını da zarara uğratmaktadır. Bu şekilde atanmayan öğretmen bir işsiz ordusu oluşmuş ve bu mesleği yapmak için mezun olan genç arkadaşlarımız bu işin yapmaları gereken işin dışında marketlerde asgari ücretle çalışmak zorunda bırakılmışlardır.”
Ataması yapılmayan öğretmenler adına güvenceli istihdam ve tüm öğretmen açığının kapatılması çağrısında bulunan Ketenci, “Eğitim İş olarak bir kez daha altını çiziyoruz. Öğretmenlik mesleğinin seçim yatırımı olarak kullanılmasına göz yummayacağız. Güvenceli istihdam ve derhal tüm açığın kapatılması yoluyla öğretmen atamalarının yapılmasını istiyoruz. Ücretli öğretmenlik adı altında öğretmenlerin asgari ücret altındaki ücretlere maruz bırakılmasını ve ücretli öğretmenlik kavramının derhal Milli Eğitim lügatından kaldırılmasını talep ediyoruz” dedi.
Ataması yapılmayan öğretmen Halil İbrahim Kaya ise 2023 yılında Kamu Personel Seçme Sınavı’na (KPSS) girdiğini, 25 Ağustos tarihinde bu sınavın sonuçlarının açıklanmasına rağmen şu ana kadar Milli Eğitim Bakanlığı’ndan öğretmen alımına dair herhangi bir açıklama yapılmadığını belirtti. Herhangi bir formasyon eğitimi olmamasına rağmen 2 yıllık bölümlerden mezun kişilerin ücretli öğretmen olarak da çalıştırıldığını söyleyen Kaya, “Sayın Milli Eğitim Bakanımız Yusuf Tekin bir programda verdiği röportajda ’68 bin öğretmen açığımız var ve bunu şubat ayına yetiştirmemiz gerekiyor. Şubat ayı başında öğretmenlerimiz okullarında olacaklar’ dedi. Ancak nisan ayının ortasında olmamıza rağmen hala herhangi bir açıklama yapılmadı. Cumhurbaşkanımızın 2023 genel seçimleri öncesinde vermiş olduğu bir söz var. ‘Kamuda mülakatı kaldıracağız’ söylemi. Ardından bakanımız ‘Mülakat gibi mülakat yapacağız’ diyerek 45 dakikalık bir mülakat istediğini söyledi. ‘Burada öğretmenimi ben görmek istiyorum’ dedi. Ancak bir taraftan yeni alacağı öğretmenleri bir mülakat yapmak isterken öbür tarafta 100 bine yakın ücretli öğretmenler var. Milli Eğitim Bakanlığı’nda çalıştırılıyorlar ve bu ücretli öğretmenlerin çoğunun da herhangi bir eğitim formasyonu belgesi yok. At yetiştiriciliği bölümünden iki senelik iktisat, ekonomi, muhasebe bölümlerinden mezun olan arkadaşlar gayet rahat bir şekilde Milli Eğitim Bakanlığı’nda sınıflarda derslere girebiliyorlar. Biz bu okulu okumamıza rağmen bu sertifikayı, bu diplomayı almamıza rağmen 9 ay beklerken neden 100 bin ücretli öğretmen çalıştırılıyor?” diye sordu.
Cumhurbaşkanı ve Milli Eğitim Bakanına seslerini duyurmak için çabaladıklarını söyleyen Kaya, “Bu sıkıntılı sürecin bir an evvel bitmesi gerektiğinin kanaatindeyiz. Bütün öğretmenlerimiz çok yoruldu. Biz 9 aydır sosyal medyada her gün hangi etiket ile gündeme gireriz diye çabalıyor, araştırıyoruz. Sahalarda Cumhurbaşkanına sesimizi duyurmak için mitinglere gittik. Milli Eğitim Bakanı’nın gittiği her ilde arkadaşlarımız seslerini duyurmak için çaba sarf ettiler ama Milli Eğitim Bakanı önümüzdeki kabinede açıklanacak demesinden beri 8 tane kabine geçti ve hala öğretmen atamasına dair herhangi bir açıklama maalesef yok. Kaldı ki aldığımız puanların geçerliliği bir sene. Bu bir sene sonrasında puanların herhangi bir hükmü kalmıyor ve diğer 2024 KPSS sınavına da 3 aydan az bir vakit kaldı. Şimdi öğretmenler yaklaşık 22 tane derse çalışmak durumunda kalıyor. Öğretmenler 3 ayda hangi dersi yetiştirsin? Hangi sınava çalışsın? Hangi konuyu bitirmeye çalışsın?