Bakan Güler’den Kıbrıs Barış Harekatı’nın 50. Yıl Dönümünde önemli açıklama

Bakan Güler’den Kıbrıs Barış Harekatı’nın 50. Yıl Dönümünde önemli açıklama

Bakan Güler, Kıbrıs adasındaki istikrarsızlık ve çatışma ortamının Barış Harekatı sayesinde sona erdiğini vurgulayarak, “Türkiye’nin adadaki varlığını farklı bir biçimde tanımlamak, tarihi gerçekleri saptırmaya, doğruları çarpıtmaya ve üçüncü tarafların algısını etkilemeye yönelik bir girişimdir” şeklinde konuştu.

Saygı duruşu sonrası okunan İstiklal Marşı ve Mücahitler Marşı’nın ardından konuşan Güler, 20 Temmuz’da Kıbrıs Barış Harekatı’nın 50’nci yıl dönümünü şanına yakışır bir şekilde kutladıklarını hatırlattı.

Güler, bugün de Kıbrıs’ın fethinin 453’üncü, Türk Mukavemet Teşkilatı’nın kuruluşunun 66’ncı, KKTC Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığının ise 48’inci kuruluş yıl dönümleriyle KKTC Toplumsal Direniş Bayramı’nı ve Silahlı Kuvvetler Günü’nü bir arada kutlamanın haklı gurur ve mutluluğunu yaşadıklarını bildirdi.

Güler, Kıbrıs meselesinin Rum tarafının Kıbrıs Türklerini ortaklık devletinden dışlama, adada birlikte yaşama mutabakatını terk ederek Türkleri sindirme, Türklerin haklarını gasp etme ve onlara yaptıkları zulümlerin bir sonucu olarak ortaya çıktığına dikkati çekti.

Kıbrıs Türkü’nün, Rum tarafının tüm baskı, terör ve yıldırma çabalarına rağmen adadaki varlığını ve kazanılmış haklarını muhafaza etmek için destansı bir mücadele gösterdiğini ve bağımsızlık iradesinden asla ödün vermediğini vurgulayan Güler, şöyle devam etti:

“Türkiye de bu haklı mücadelesinde her zaman Kıbrıslı kardeşlerinin yanında yer almıştır. Bu kapsamda soydaşlarımızla omuz omuza gerçekleştirdiğimiz ve birlikte şehitler verdiğimiz Kıbrıs Barış Harekatı, şanlı tarihimizde ayrı bir yere sahiptir. Yıl dönümünü büyük bir coşkuyla kutladığımız bu harekatla, soydaşlarımızın maruz kaldığı haksızlık, zulüm ve katliamlar engellenmiş, böylece adaya barış, huzur ve güvenlik getirilmiştir.”

Kıbrıs adasında devam eden istikrarsızlık ve çatışma ortamının barış harekatıyla son bulduğunu ve 50 yıldır huzur ve güvenlik ikliminin Türk Silahlı Kuvvetleri’nin varlığıyla korunduğunu kaydeden Güler, “Türkiye’nin adadaki varlığını farklı bir şekilde tanımlamak, bu konuda provokatif söylemlerde bulunmak ise tarihi gerçeklerin üstünü örtmeye, doğruları çarpıtmaya ve üçüncü tarafları etkilemeye yönelik bir algı çabasıdır.” diye konuştu.

Güler, Kıbrıs’ta yaşananların sadece askeri ve güvenlikle ilgili değil, aynı zamanda siyasi, diplomatik süreçler içeren, demografik özellikleri de bulunan ve etraflıca ele alınması gereken meseleler olduğuna dikkati çekti.

Exit mobile version