“Hakkında çok şey yazıldığını, herkesin başka bir şey söylediğini görünce onu yakından tanıyan yargı mensuplarını aradım” diyen Terkoğlu şunları kaydetti:
“İlk hikâyeyi şöyle anlatayım… Adliyeye bir dolandırıcılık dosyası geliyor. Elbette soruşturmada telefon kayıtları, yazışmalar inceleniyor. Savcı bir de ne görsün! Dolandırıcılık şüphelisinin, ‘o’nunla dosyasının kapatılmasına dair mesajları var. Devreye adliyeyi yöneten iki kritik savcı giriyor. Dosya kapatılıyor. Aslında olan bitenin HSK’ye iletilmesi gerekirken iletilmiyor. Böylece ‘o’nun rüşvet aldığı iddiasının olduğu dosya buharlaşıyor.
İkincisi bir başkasından. ‘O’ sadece bir yargı mensubu değil. Adliyede önemli komisyonlarda da görevliydi. Bu seferki olayda bir hâkim, elindeki dosya nedeniyle hatırlı bir kişiyle karşı karşıya geliyor. ‘Hatırlı kişi’, verilmesi gereken kararı hâkime telkin ediyor. Hâkim, namuslu davranıyor. Kararlarının bağımsız olduğunu, telkin edilen kararı vermeyeceğini söylüyor. Gelgelelim hatırlı kişi, ‘o’nunla görüştüğünü, çıkması gereken karar konusunda anlaştığını ve söz konusu hâkim istediği kararı vermezse ‘o’na şikâyet edeceğini söylüyor.
Üçüncü hikâye adliyedeki bir başka mahkemeden. ‘O’, müdahale etmek istediği bir dava için asliye ceza hâkimi izindeyken ‘kendisi adına usulsüz yetkiyle iddianame kabulü’ yapıyor. Yetmiyor, yönlendireceğini düşündüğü hâkime sık sık telkinlerde bulunuyor. Sonunda sert bir şekilde reddediliyor.
Dördüncü hikâye, mahkemesini yakından izleyen bir yargı mensubundan: ‘Duruşma savcılarının tecrübesiz olmasını isterdi. Özellikle bazı uyuşturucu davalarında beraat mütalaası almak için yönlendirirdi. Eğer dosyada üye hâkimlerden muhalif olan varsa dosyayı karar vermeyerek ertelerdi. Mahkemesindeki hâkimlerden tecrübeli olan bir hâkim onunla bu konularda karşı karşıya geldi. Gelgelelim ‘o’, sürtüştüğü hâkimi, Adalet Bakanlığı’nda bağlantılı olduğu tanınmış bürokrat sayesinde Şanlıurfa’ya sürdürdü.’”
“Adı adliye dışında ‘taksitçi’ lakabıyla anılan yargı mensubu ‘o’ hakkında meslektaşlarından dinlediklerimden yazabildiğim kısımlar böyle” diyen Terkoğlu, “İnancını, ideallerini, en önemlisi aklını yitirmiş bir sistem ancak lekeli insanların omzunda yükseliyor” ifadelerini kullandı.