Avukat Alper Şeref Güler, tahliye taahhütnamesine ilişkin olarak bir tanımlamada bulundu. Uzman isim şunları söyledi:
“Tahliye sebebi ortaya çıkmadığı sürece kiraya verenin kiracısını tahliye etmesi için uzunca bir süre beklemesi gerekiyor. Borçlar Kanunu’nda yer aldığı üzere kiracı yazılı olarak belli bir tarihte kiralanan yeri tahliye etmeyi taahhüt ederse taahhüt edilen tarihte de tahliye etmez ise işleme konulan bir borçlandırıcı işlemdir aslında tahliye taahhütnamesi. Sıkı şekil şartlarına bağlı; kiralananın tesliminden sonra verilecek, yazılı olacak, hür irade ile verilecek, kiracıların tümü tarafından verilecek gibi.”
Son zamanlarda kira sözleşmesi imzalanırken bu sözleşmenin yanında kiracılara tarihleri boş bir şekilde sözleşme imzalatıldı söyleyen Güler, “Yargıtay kira sözleşmesi ile aynı tarihte imzalanan taahhütnamenin hür iradenin eseri olmadığı için geçersiz saymış, adliye uygulaması da bu yönde. Ancak imzalanmış taahhütname tarihleri daha sonradan kiraya veren tarafından doldurulabilir. Bunun geçerliliği var mı diye de sıklıkla soruluyor. Bu soruya da evet diyoruz. Yine Yargıtay vermiş olduğu kararlarda beyaza atılan bu imzanın geçerli olduğunu, kiracının tarihleri boş taahhütnameyi imzalayarak aslında tarihleri doldurma yetkisini kiraya verene vermiş olduğuna dair içtihadı da adliye uygulaması halini almıştır” dedi.
Güler, kendisine yöneltilen “Kiracılarını tahliye etmek isteyen ev sahipleri hangi yollara başvuruyor?” sorusuna şu cevabı verdi: