Hacıdede Mahallesi sakinlerinden çiftçi Barış Özkan, “Bizim dedelerimiz 1924’te mübadeleyle gelmişler buraya. Bize bırakmışlar bu dağları, emanet etmişler. Biz gelecek yaşamlara hiçbir şey bırakamayacağız. Gelecek, benden sonra gelen nesle ya da torunuma hiçbir şey bırakamayacak” diye konuştu.
Hacıdede mahallesi sakinlerinden Zootekni Ziraat mühendisi Ozan Özkan, “2022 yılında burada bir toplantı oldu. Köylü karşı çıkmıştı bu firmanın toplantısında. Daha sonra işte ÇED süreçleri vesaire oldu. Şimdi bunun hukuki konuda düşündüğümüz zaman köylünün kadimden beri burada hayvancılık yapması karşı çıkması işte geçimini buradan sağlayıp ekonomiye katkıda bulunması durumları göz önüne alındığında Mera kanunun dördüncü, beşinci ve on birinci maddelerine aykırıdır. ÇED raporunda meranın 6. sınıf ve orta sınıf olduğu belirtilmiştir. 6. sınıf mera demek, erozyona maruz kalan alan demektir. Bu merada erozyon yoktur Vatan toprağına suikast. Başka bir şeyle ilgili de o açıklanamaz” ifadelerinde bulundu.
Hacıdede mahallesi sakinlerinden emekli öğretmen Bilal Yılmaz da, “Gerekçesi ne? Bir sürü boş arazi var. Bir sürü boş alan var. Gitsinler onlara yapsınlar bunları. Yani sadece bu bölgede değil ki. Bizim otlağımızın meramızı niye bunlar, yok etmeye çalışıyorlar. Neden elimizden almaya çalışıyorlar?” tepkisinde bulundu.
CHP Samsun Milletvekili Murat Çan da bölgede yaptığı incelemeler ve köylülerden aldığı bilgilerin ardından şu değerlendirmelerde bulundu:
“Yüz yıldır Hacıdede köyünün sakinleri bu 720 dönümlük arazide hayvanları otlatıyorlar. Tamamen doğal. Hiçbir masrafı olmadan yüz yıldır aşağı yukarı bu bölgenin insanının geçim kaynağı hayvancılık üzerine. Bu tabii tarım için de elverişli alan. Bu bölgeye ısrarla yaklaşık 5-6 yıldan bu yana çevre etki değerlendirme raporu başka maarifetlerle araya başka bürokratik kanallar sokularak buranın rüzgar enerjisi sistemi için bir tesis haline gelmesi için oldukça uğraşılıyor. Çevre etki değerlendirmesinde burası mera ve düzlük arazi ama rüzgar enerjisi şu yukarıda orman alanına tahsis edilmiş bölgede kurulacak. Tribünler, paneller orada kurulacak ama burayı da ana kaynak gösterip esas işletmeyi orada yapıyorlar. Bu bölgeyi ve buradan yaklaşık bin dönüm daha geniş bir araziyi çevre değerlendirmesiyle rüzgar enerji sistemine daha sonra da güneş enerji sistemine dahil edecekler.”