Tarımda yaşanan temel sıkıntılara değinen Gürer, üretimin tüm aşamalarında plansızlığın hâkim olduğunu belirtti. Üreticilerin toprağa atacakları gübreden, ürünlerini pazarlama sürecine kadar belirsizliklerle karşı karşıya olduğunu söyleyen Gürer, “”Toprağa atılacak gübre, üretilecek ürüne verilecek tarım ilacı, oradan çıkacak ürünün ne kadar olacağı, bunun kaç liraya satılacağı ve sizin cebinize ne gireceği önceden belirlenmeden sorunlarımızın bitme şansı yok.” ifadelerini kullandı.
Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) tarımsal verilerine atıfta bulunan Gürer, sulama altyapısındaki eksikliklerin verim kaybına neden olduğunu vurguladı. “Sulu tarım yapılan alanlarda verim 500-800 kilogram arasında değişirken, kuru tarımda bu rakamlar 140 kilograma kadar düşüyor. Modern sulama sistemlerini hızla yaygınlaştırmalıyız,” ifadelerini kullandı.
Kaçak kuyular meselesine de değinen Gürer, “İç Anadolu’da sulama suyu için yeraltı kuyuları var; çoğu kaçak. Ruhsatsız. Bu kuyulara bir af getirin diyoruz çünkü banka kredi vermiyor, böylece daha çok su yeraltından çekiliyor ve su seviyesi giderek düşüyor. Bu bağlamda bir af dahi getirmiyorlar.” diyerek sulama sorunlarına çözüm bulunması gerektiğini ifade etti.
Gürer, tarım arazilerinin miras yoluyla bölünmesinin üretimi zorlaştırdığını ve bu durumun plansızlık ve israf yarattığını belirterek,” Miras yoluyla toprak parçalandıkça parçalanıyor. Miras yoluyla tarım arazileri bölününce üretim koşulları ağırlaşıyor.” dedi.
Gürer, çiftçinin emeğinin karşılığını alamadığına dikkat çekerek fiyatlardaki dengesizliğe tepki gösterdi: “Bir kilo fasulye tarlada 33 liraya alıcı bulamıyor ama market rafında 402 liraya satılıyor. Bu durumun sorumlusu, tarım politikalarını yönetemeyen akıldır.”
“TARIM, MİLLİ GÜVENLİK KADAR ÖNEMLİDİR”
Tarımın stratejik önemini bir kez daha hatırlatan Gürer, iktidarın tarım politikalarını eleştirerek, “”Bu iktidar üç yıl önce şeker ithal etti. Türkiye’nin stoklarında bir yıl yetecek şeker vardı. İthalatçı kafaları şunu düşünüyor: ‘Buradan ben ne götürürüm?’” dedi.