Cumartesi Anneleri 1021’inci haftada: Siyasi makamlara sesleniyoruz; vazgeçmeyeceğiz

Cumartesi Anneleri 1021’inci haftada: Siyasi makamlara sesleniyoruz; vazgeçmeyeceğiz

Gözaltında kaybedilen yakınlarının akıbetini sormak ve faillerin yargılanması talebiyle 1995 yılından bu yana İstanbul Taksim’deki Galatasaray Meydanı’nda oturma eylemi yapan Cumartesi Anneleri, 1021. hafta eylemlerinde, 19 Ekim 1995 tarihinde İstanbul’daki evinin önünde silahlı ve telsizli 3 şahıs tarafından beyaz Renault bir araçla kaçırılarak gözaltında kaybedilen Fehmi Tosun’un akıbetini sordu.

Galatasaray Meydanı’nda bir araya gelen kayıp yakınlarının bu haftaki açıklamasını Sebla Arcan okudu. Açıklamada şu ifadelere yer verildi: “Fehmi Tosun, 19 Ekim 1995 sabahı yakın arkadaşı Hüseyin Aydemir ile birlikte Avcılar’daki evinde kahvaltı etti. Kahvaltı sonrası, iki arkadaş birlikte evden ayrıldı ve bir daha geri dönemedi.

Fehmi Tosun, aynı günün akşamında, silahlı, telsizli, sivil giysili üç kiş tarafından 34 UD 597 plakalı beyaz Renault marka bir araçla evinin önüne getirildi. Bu kişilerle birlikte evin bahçesine doğru ilerlerken, kendisini gören eşi ve çocuklarına “Beni öldürecekler!” diye bağırdı. Onlar yanına koşunca Fehmi Tosun zorla araca bindirilerek götürüldü.

Hanım Tosun, hemen Avcılar Karakolu’na giderek eşinin kaçırıldığını bildirdi. Eşini kaçıran aracın plakasını verdi ve duruma müdahale edilmesini istedi. Ancak, polisler, plakayı kontrol ettikten ve bazı telefon görüşmeleri yaptıktan sonra ‘Bizim yapacağımız bir şey yok’ diyerek olaya müdahale etmediler.”

Açıklamanın devamında, Hanım Tosun ve İnsan Hakları Derneği’nin tüm yasal yollara başvurarak, olayı hükümetin ilgili birimlerine ve kamuoyunun gündemine taşıdığı bilgisi verildi. Ancak, Fehmi Tosun’un gözaltına alındığı inkar edildi ve kendisinden bir daha haber alınamadı.

Yapılan açıklamanın devamı şöyle:

“İç hukuk yollarından sonuç alamayan aile, AİHM’e başvurdu. 2003 yılında sonuçlanan davada, hükümet AİHM’e verdiği savunmada ‘Hükümetimiz, Fehmi Tosun’un kaybolması olayının meydana gelmesinden dolayı üzgündür. Bir kimsenin kaybolması olayı hakkındaki soruşturmanın eksik yapılmasının, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 2. maddesinin ihlalini oluşturduğu kabul edilmektedir’ dedi.”

Exit mobile version