Deniz Uğur’un Hastanedeki Çocuğu Arama Çabaları
Deniz Uğur, Reha Muhtar’ın hastanede entübe edilmesinin ardından oğlunun durumunu öğrenmeye çalıştı. Uğur, hastaneden bilgi alamadığını ve çocuğunun yasal olarak yanında olması gerektiğini belirtti. İlk olarak Seren Serengil’in hastaneye ulaştığını söyleyen Uğur, çocuğunun hastane yönetiminden aldığı bilgilere göre yanında Ayşe Naz Yumlu’nun bulunduğunu öğrendi. Uğur, çocuğun psikolojik desteğe ihtiyaç duyduğunu ve hastaneden ayrıldığını öğrendiğinde şok olduğunu ifade etti. Uğur, bu süreçte Nilüfer ve kızıyla iletişim kurma çabalarının da başarısız olduğunu ekledi.
Çocuk Kaçırma İddiası ve Hukuki Süreç
Deniz Uğur, olayın çocuk kaçırma vakası olduğunu vurguladı. Çocuğuna ulaşmaya çalıştığı 24 saatlik süreçte çeşitli engellerle karşılaştığını belirten Uğur, polise başvurduğunu ve şikayetçi olduğunu ifade etti. Uğur, Nilüfer’in evine yapılan polis baskınlarında kimseyi bulamadıklarını ve çocuğunun yerinin hala bilinmediğini ekledi. Oğlunun hala devlet görevlilerinden uzak tutulduğunu belirten Uğur, bu durumun ne tür bir gizlilik veya saklama amacını taşıdığını sorguladı.
Kaza ve Alkolün Rolü Üzerine Tartışmalar
Kazanın meydana geldiği gece Reha Muhtar’ın yüksek miktarda alkol tükettiğini, bu durumun ardından çocuğunu zor durumda bıraktığını belirten Deniz Uğur, olayın herkesin gözleri önünde yaşandığını ifade etti. Uğur, Muhtar’ın alkolün etkisiyle tehlikeli bir şekilde araba kullanmak istemesi ve çocuğunun bu durumdan etkilenmesi gibi konuları vurguladı. Seren Serengil’in Muhtar’ın içki etkisi altında saldırganlaştığını ve çocuğun bu durumu yaşadığını daha önce mahkemede belirttiğini hatırlatan Uğur, bu olayın hukuki boyutunda suç duyurusunda bulunduğunu ve yargı sürecinin başlayacağını sözlerine ekledi.
Nilüfer Açıklama Yaptı
Sosyal medya hesabından bir video yayınlayan şarkıcı Nilüfer, şu ifadeleri kullandı:
“Merhaba sevgili takipçilerim… Öncelikle şunu söylemek istiyorum. Çocuk kaçırma ya da alıkoyma gibi bir şey söz konusu değildir. Tamamı maalesef iğrenç bir iftiradır. Bilmem görüyor musunuz arkamdaki manzarayı? Ben tam dört günden beri Bodrum’dayım, kızım İstanbul’da. Birkaç gün tatil yapıp buradan Çeşme’ye konsere gitmek üzere tatile geldim. Dün gelişen olayları anlatmak istiyorum. Dün ne olduysa size anlatmaya çalışacağım. Dün sabah beni kızım aradı ‘Anne, babam düşmüş ve yoğun bakıma kaldırılmış. Poyraz aradı beni’ dedi. Çok üzüldüm ve ‘Ayşe Nazlı hemen hastaneye git’ dedim.
Poyraz oradaydı. Çünkü gece Reha Bey yalısındaki merdivenden düşüyor ve solunumu duruyor. Poyraz 14-15 yaşında. Evde başka kimse yok, Poyraz komşuya koşuyor. Ambulans geliyor ve hastaneye kaldırılıyor Reha Muhtar. Poyraz gece saat 1:30’dan itibaren hastanede tek başına. Poyraz, Ayşe Nazlı’yı aramış ancak gece ulaşamamış. Sabah aradığında ulaşmış. Annesini aramamış, sabah da annesini aramamış. Çünkü Poyraz bir süre önce mahkeme kararıyla babasıyla yaşamaya karar verdi. Poyraz, annesine gitmek istemiyor. Bunun nedenlerini ben açıklayamam. Benim haddim değil, onların ailevi ilişkileri ben karışamam.
Ayşe Nazlı hastanede ağlıyor, çünkü babası yoğun bakımda. Poyraz da onun kardeşi…. Kan bağları olmasa da kardeşi… Bana dedi ki ‘Anne, Poyraz eve gitmek istiyor’ Çünkü Poyraz’ın kedisi ve köpeği var. Ayşe Nazlı, Poyraz’ı aldı, Reha Bey’in evine gittiler. O sırada bana bir telefon geldi ve ‘Ayşe Nazlı, Poyraz’ı hastaneye getirsin yoksa suç duyurusunda bulunacağız’ dediler. Ben de aradım kızıma hastaneye dönmelerini söyledim. Ve olayın tamamı budur. Ben dört gündür Bodrum’dayım. Ayşe Nazlı da ablası olarak onun dileğini yerine getirmiştir. Bu iftirayı edenler hakkında bir şey söylemek istemiyorum ve mahkemeye vermek istemiyorum. Çünkü ben bu kötülüklerle uğraşamam. Onlara tek tavsiyem, iyi insan olmaya çalışsınlar. Lütfen iyi insan olmaya çalışın.”