Bahçeşehir Üniversitesi Göztepe Kampüsü’nde bir araya gelen akademisyenler, deprem erken uyarı sistemine dair son çalışmaları ve diğer ülkelerdeki uygulama örneklerini inceledi. ABD, Japonya, İtalya, Meksika ve Tayvan gibi bu sistemi başarıyla kullanan ülkelerden bilim insanları da Türkiye’deki bu projeye destek verdi. Akademik Danışma ve İstişare Kurulları, deprem bilimciler, afet yönetim uzmanları, sosyologlar ve psikologlar gibi farklı disiplinlerden uzmanları bir araya getirerek, Türkiye’nin deprem gerçeğine uygun bir çözüm geliştirmek için çalıştı.
Cumhuriyet’te yer alan habere göre; kurulda ayrıca, benzer sistemlerin faydaları, acil durum yönetimi, toplumsal dayanıklılık ve erken uyarı sistemlerinin toplum üzerindeki psikolojik etkileri de değerlendirildi. Sonuç olarak, Türkiye’de vatandaşların deprem erken uyarı sisteminden faydalanmasının önemli olduğu ve toplumun bu tür afetlere karşı daha hazırlıklı hale getirilmesinin gerekliliği vurgulandı.
EDIS, yapay zeka destekli bir sistem olarak tasarlandı ve depremleri P dalgası ile algılayıp S dalgası (yıkıcı dalga) gelmeden önce kullanıcıları uyarmayı hedefliyor. Depremin merkez üssüne en yakın bölgelerdeki fay hatlarına yerleştirilen sensörler, depremin büyüklüğünü ve merkez üssünü anında belirleyerek, etkilenecek bölgelere uyarı gönderiyor. Bu uyarı, EDİSBOX, cep telefonları veya sirenler aracılığıyla yapılabiliyor ve vatandaşlara yaklaşık 117 saniyelik bir zaman kazandırarak, depremin yıkıcı etkisinden korunma imkanı sağlıyor.
Yıldız Teknik Üniversitesi Teknopark bünyesinde faaliyet gösteren EDIS Afet ve Deprem Sistemleri A.Ş. CEO’su Ali Emre Erişen, EDIS’in sadece depremlerle sınırlı kalmayacağını, zamanla diğer afetlerde de erken uyarı sistemi olarak kullanılacağını belirtti. Erişen, Türkiye’deki 500’den fazla aktif fay hattı ve her yıl yaşanan 10 bin civarında depremin, bu sistemin önemini açıkça ortaya koyduğunu ifade etti. Deprem sırasında zamanın ne kadar kritik olduğuna dikkat çeken Erişen, EDIS’i “hayat kurtaran haberci” olarak tanımladı.
Türkiye’de sistemin pilot uygulamaları fabrikalarda, hızlı trenlerde ve alışveriş merkezlerinde başlatıldı. Deprem anında erken uyarı sinyalleri ile buralardaki insanların güvenli şekilde tahliye edilmesi ve yıkıcı etkilerden korunması amaçlanıyor. Ayrıca, sistemin yakın zamanda DASK mobil uygulaması üzerinden de vatandaşların kullanımına sunulması planlanıyor.
Akademik Kurul, Türkiye’nin deprem riski altında bulunan bir ülke olduğu gerçeği göz önünde bulundurularak, sistemin halk tarafından etkin bir şekilde kullanılması gerektiğini belirtti. Bu süreçte eğitimlerin ve tatbikatların önemli olduğuna vurgu yapıldı. Erken uyarının insanlara hem zaman kazandırdığı hem de psikolojik olarak bir rahatlama sağladığı, böylece toplumsal bilincin artmasına katkı sunduğu ifade edildi.