Moriwaki, Türkiye’de depreme karşı görece daha güvenli illeri sıraladı. Kırklareli, Konya, Niğde ve Karaman’ı daha az risk taşıyan iller olarak nitelendiren Moriwaki, bu bölgelerin aktif fay hatlarına uzak olduğunu ve zemin yapısının görece daha sağlam olduğunu belirtti.
İstanbul’a özel bir parantez açan Moriwaki, şehirdeki bazı ilçelerin diğerlerine kıyasla daha güvenli olduğunu ifade etti. Ataşehir, Beşiktaş, Şişli ve İstinye gibi sert zeminli, denizden uzak ve yüksek bölgelerin nispeten daha az risk taşıdığını belirten Moriwaki, bu tür alanların deprem etkilerini azaltabileceğini vurguladı.
Moriwaki, Türkiye’nin deprem açısından en tehlikeli bölgelerini de listeledi. Kahramanmaraş, Elazığ, Hatay ve Doğu Anadolu hattının güneybatı kolunu en riskli bölgeler arasında gösteren Moriwaki, bu bölgelerde enerji birikiminin yoğun olduğunu ifade etti.
Ege Bölgesi’ni de değerlendiren Moriwaki, İzmir’in fay hattının kısa ve ince olduğunu belirtti. Bu nedenle İzmir’de büyük bir deprem beklenmediğini, ancak sık depremlerin yaşanabileceğini söyledi.
Domino etkisinin deprem riskini artırdığını belirten Moriwaki, Bingöl-Karlıova, Muş ve Bitlis gibi bölgelerin dikkatle izlenmesi gerektiğini vurguladı. “Depremler domino etkisi yaratabilir ve kimi zaman geriye dönebilir” açıklamasını yapan Moriwaki, bu durumun deprem tehlikesini daha karmaşık hale getirdiğini ifade etti.
Büyük İstanbul depremine ilişkin periyodun dolduğuna dikkat çeken Moriwaki, 1509 ve 1766 yıllarında İstanbul’da meydana gelen büyük depremleri hatırlattı. Bu iki olay arasındaki 257 yıllık periyodun 2023 yılı itibarıyla dolduğunu ifade eden Moriwaki, “Enerji birikimi devam ediyor ve bu nedenle deprem beklentisi bizi şaşırtmıyor” dedi.
Moriwaki, Marmara Denizi’nde oluşabilecek büyük bir depremin sadece İstanbul’u değil, çevre illeri de ciddi şekilde etkileyebileceğini vurguladı. Bu nedenle, bölgedeki yapıların güçlendirilmesi ve depreme dayanıklı altyapı çalışmalarının hızlandırılması gerektiğini söyledi.