Görür, şöyle devam etti:
“Beni asıl ürküten şey, sayın büyükşehir belediye başkanımızın söyledikleri. Kendisi İstanbul’da hükümet organlarıyla iş birliği halinde İstanbul’u depreme hazırlamaya hazır olduğunu söylemiş olmasına rağmen henüz daha bir anlaşmanın olmamış olması ve ciddi, planlı ve sürekli bir çalışmanın başlamamış olması işin düşündürücü yanıdır. İstanbul halkı bunu not etmeli ve can güvenliklerinin gereği gözetim, denetim ve talep etme haklarını kullanmalıdırlar.”
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu da çöken binanın önünde açıklama yaparak deprem riskinin her geçen gün daha da arttığını söylemişti. İmamoğlu, İstanbul’da bir an evvel bir yapılanmaya giderek şunları kaydetmişti:
“Ben hala İstanbul’un böyle bir çözüm yolculuğuyla başarıya kavuşabileceğine inanıyorum. Elbette her kurum, elinden gelen her şeyi yapıyor. Her kurum… Hiç kimseyi aşağıda tutmuyorum. Büyükşehir, ilçe belediyelerinin tamamı, bakanlık, TOKİ, KİPTAŞ, diğer kurumlar… Ama bütüncül olduğu ve bütüncül şekliyle yönetildiği, finansmanından diğer hususlara kadar güçlü bir şekilde ele alındığı, kanuni altyapısının güçlü bir şekilde tariflendiği bir ortamda çözüm mümkün. Aksi takdirde işte mahkeme kararı, iptaller, şunlar, bunlar vesaire bir sürü hikaye anlatabiliriz… Ama meseleyi lütfen bu odağı taşıyalım. Siyaset üstüdür, partiler üstüdür. Öyle bir kurulun, öyle bir başkanlığın da siyaset üstü kurulmasının zemini olgunlaştırılabilir. Herkes oradan buradan konuşmaz. Tek salonda, tek mecliste, tek konseyde konuşur ve karar alırlar. İstanbul Deprem Başkanlığı, İstanbul Deprem Konseyi… Adı her neyse, konulabilir. Çözüm buradan geçmektedir.”