Cesedin, 2014’ten beri kayıp olan Hüseyin Okumuşoğlu’na ait olduğu tespit edildi. Okumuşoğlu’nun kardeşleri Yılmaz ve Mahir Okumuşoğlu, 11 yıllık kayıp sürecinde yaşananları ve cinayetin organize bir şekilde işlendiği iddialarını paylaştı.
Yılmaz Okumuşoğlu (48), ağabeyinin kaybolmadan önce 2014’te Ankara’daki evinde şüpheli bir yangın çıktığını anlattı. Yangının, siyah gözlüklü ve peçeli bir kadının yardım istemesiyle başladığını belirten Yılmaz, “Ağabeyim kapıyı açtı, sonra kendinden geçti. Uyandığında ev, özellikle yatak odası yanmıştı. Hastanede yanık izi yoktu ama ayağında şişleme gibi bir iz vardı. Olayın nasıl olduğu anlaşılmadı” dedi. Yangından sonra Hüseyin’in Meliha Veske ile bağlantısının yoğunlaştığını ifade eden Yılmaz, ağabeyinin hastaneye bir çantayla geldiğini ve bu çantayı Veske’ye verdiğini, çantanın o günden beri kayıp olduğunu söyledi.
Yılmaz, ağabeyinin kaybolmadan önce iş yerinde bulunan eşyaları arasında bir el yazısı bulduklarını belirtti:
“Notta, ‘Tüm birikimimi Meliha Veske’ye verdim, onu almak için evine gidiyorum’ yazıyordu. O nottan sonra ağabeyimden haber alamadık.”
Hüseyin’in Veske adına kredi çektiğini ve birikimlerini ona devrettiğini iddia eden Yılmaz, olayın organize bir şekilde planlandığını düşündüklerini vurguladı.
