Dervişoğlu’ndan ‘Bozkurt’ tepkisi: Meydanı mankurtlara bırakmamak için buradayız

Dervişoğlu’ndan ‘Bozkurt’ tepkisi: Meydanı mankurtlara bırakmamak için buradayız

Son 16 turda Avusturya karşısında attığı golün ardından “Bozkurt” işareti yaparak sevincini ifade eden milli futbolcu Merih Demiral’ı, sadece Türklüğün sembolü olan ‘Bozkurt’ selamı yaptığı için değil, ‘Türk, öğün, çalış, güven’ sözünün timsali olduğu için alnından öptüğünü belirten Dervişoğlu, “Öte yandan, kendi tarihsel hezeyanlarıyla her sakallıyı dedesi zanneden ve Alman devletinin amacı belli söylemleri etrafında sevinçlerimize ortak olmaktan imtina edenlere de birkaç kelam etmek isterim. Türklük, tarih bilindi bilineli dünya coğrafyasının dört bir yanında insanlık serüveninin en önemli yazarlarındandır. Bu serüven esnasında şüphesiz ki birçok badire atlatmıştır. Savaşlar, zaferler, atılımlar, gerilemeler yaşamıştır. Ancak yaşamadığı ve tecrübe etmediği tek bir şey vardır, o da esarettir. Türk, tarih karşısında asla pes etmemiş, hürriyet ve istiklalinden vazgeçmemiş, destansı yolculuğuna haysiyetli bir şekilde daima devam etmiştir. Bu da ‘Bozkurt’la sembolleşmiştir.” ifadelerini kullandı.

“Bozkurt” sembolünün arkasına sığınan çakalları ve sırtlanları bildiklerini ifade eden Dervişoğlu, “Bugüne kadar ‘Türklüğü ayaklar altına aldık’ diyen güruhların ‘Bozkurt’u, bu şuuru, bu ruhu, pisliklerine alet etme girişimlerini görüyor, biliyor ve buradan ihtar ediyoruz. Biz varız ve buradayız. Türklüğe adalet yeminiyle, milletine sadakat yeminiyle, Cumhuriyetine hürriyet yeminiyle, atasına ise vefa yeminiyle bağlıyız. Meydanı mankurtlara bırakmamak, bozkurtları diriltmek için buradayız. Ve elbette Sinan Ateş için tüm Sinanlar için adalet için buradayız. Anaların gözyaşlarını görmeyip, muktedirlerin tebessümlerine bakan; milletin çığlığına sağır, efendilerinin fısıltılarını dahi duyanlara karşı milletin sesi, anaların gözyaşı, çocukların çığlığı olarak buradayız. Ve bozkurtça haykırıyoruz; adalet yerini bulsun, isterse kıyamet kopsun. Ya adalet ya kıyamet” diye konuştu.

Dervişoğlu, TBMM Genel Kurulu’nda görüşmeleri devam eden Öğretmenlik Mesleği Kanun Teklifi ile ilgili, “Müfredat yıkımından sonra şimdi de yeni hedef, Öğretmenlik Meslek Kanunu ile öğretmenlerimizdir. Yeni hazırlanan ve Meclis gündemine getirilen Öğretmenlik Meslek Kanun Teklifi, yıllardır zıvanasından çıkardıkları öğretmenlik mesleğine son darbe planlarıdır. Bu taslak, meslek kanunu değil, öğretmenlere mobbing kanunudur. ‘Meslek kanunu’ adı altında ceza dayatmasıdır. Öğretmen atamalarının tamamen saray ve tarikat kontrolü altına alınmasıdır. Eğitim fakültelerinin kapatılması, paralel eğitim fakülteleri kurulması çabasıdır. Özlük hakları ve mesleki saygınlık, maalesef ayaklar altına alınmak istenmektedir. Maaşlar ise zaten yerlerde sürünmektedir. Üzülerek söylüyorum, can güvenliği dahi kalmamış öğretmenlerimizin haklarında ufacık bir iyileştirme yapmak yerine; Tevhid-i Tedrisat’a değil, tarikat tedrisatına bağlı; müdür ve yöneticilerin keyfince at koşturacağı bir medrese düzeni istenmektedir.” ifadelerini kullandı.

Exit mobile version