Fidan, görüşmede Haniye’nin bölgesel gelişmeler ve güvenlik konuları hakkında bilgi verdiğini belirtti. Ayrıca, suikast girişiminin ardından yaşanan gelişmeler ve Türkiye’nin durumu değerlendiren Fidan, iki lider arasındaki görüşmenin önemine dikkat çekti.
Bakan Fidan’ın açıklamaları şu şekilde:
Dün Tahran’a Cumhurbaşkanımızı temsilen İran Cumhurbaşkanının göreve başlama törenine gittim. Haniye ile öğleden sonra saat 16.00 gibi yemin töreninde karşılaştık. Yemin töreninden sonra benim görüşmelerim oldu, bazı İranlı yetkililerle. Son görüşmemden çıkarken o da oraya giriyordu. O esnada tekrar karşılaştık. Türkiye’ye geldim. Saat 05.15’te bir haber aldım arkadaşlarımdan, vefat haberini ilettiler. İnsan olarak çok beğendiğim ve takdir ettiğim bir kardeşimizdi. Dün de aslında Allah’ın hikmeti, içimde bir düşünce oluşmuştu, “Şehitlik nasıl yakışırdı” dediğim bir insandı. Kendisini bir davaya adamış ve şehadetin en büyük mertebe olduğunu bilen bir insanın hedefine ulaşmış olduğunu görmek mutluluk veriyor açıkçası. Geriye kalan bizler için üzücü bir durum tabi, karışık duygular. Haniye, 60’a yakın yakınını kaybetmesine rağmen hiçbir zaman duruşunu kaybetmedi. Metaneti çok sağlamdı.
Yakın geçmişe gidecek olursak Haniye, 2006’da bir dönem başbakan da oldu. O dönem görüşmelerimiz başladı. O dönem hareketin başkanı Halid Meşal’di. İsmail Haniye göreve geldikten sonra onunla çalışmaya başladık. Tüm görevlerinde çok fazla temasımız oldu. Haniye, taşıdığı emanetin fevkalade farkında olan bir insandı. Hiçbir şekilde bir dünya menfaati içinde değildi. Çok ender rastladığım insanlardan biriydi. Çalışmaya gelince kendisi liderlik özellikleri itibariyle konulara odaklanabilen insandı. Çok çetrefilli konular üzerine günlerce, haftalarca tartışmalarımız oldu. Hiçbir zaman odağını kaybetmeyen bir insandı. Her zaman Filistin için fedakarlık yapmaya hazır bir insandı. Şahsiyet olarak büyük bir örnekti. Hiçbir zaman karamsarlığa düşmedi, umudu koruyan, dirayetli bir insandı. Haniye, kendisine baktığınız zaman Allah’ı hatırladığınız bir insandı.
Hizbullah’a saldırmak için bahane arıyorlar. Hamas’ı bitirirken, Hizbullah’ı da bitirelim gibi bir düşünce var İsrail’de. Şu an operasyonların yoğunluğuna baktığımızda savaş Lübnan’a taşınmış durumda. Lübnan ile savaşa girdiklerinde Hizbullah ile savaşmayacaklar. Kurala dayanmayan bir savaş kültürünüz olduğunuz zaman farklı bir şekilde olaya yaklaşıyorsunuz.
Bölgede tehlikenin ciddi bir yaygınlaşma durumu var zaten bunu daha önce de dile getirdik. Uluslararası arenada hep şunu söylüyoruz. İsrail sınırları içinde kalmayı kabul ettiği zaman problem olmaz. Çıktığı yer başkasının toprağı. Filistin devletine izin vermiyor. Filistin meselesi sadece Filistinlilere ait bir durum değil. İslam coğrafyası için de önemli bir yerde. Şimdi insanlar kendi topraklarını korumaya çalışıyorlar. 1967 sınırlarındaki bir Filistin devletini istiyoruz diye Hamas kaç kez dile getirdi.
İsrail, Hamas’ı hep Yahudileri yok etmeye çalışıyor gibi gösterdi. Hamas’ın mücadele ettiği siyonizimdir. Ama İsrailliler bunu göremiyor. Ülkenin geleceğini kendi kariyeri için tehlikeye atan bir akla insanlar tepki gösteriyor. Ama yeterli değil, adam hala orada at koşturuyor.
Netanyahu’nun ABD’den aldığı destek cesaretlendiriyor. Bence Netanyahu ABD’yi rehin almış durumda. ABD’deki iktirada gelmeyi siyonizmi desteklemek zorunda bırakınca, kendinizi böyle bir pratik içinde buluyorsunuz. Alkışladıkları adamın Hitler’in yaptığı soykırımdan farklı bir soykırım peşinde olmadığının farkında değiller. Gerçek bir akıl tutulması.
Türkiye parlementosu istisnai bir yer. Meclis’imiz gazi Meclistir. Sayın Abbas’ı genel kurula konuşma yapmak için davet ederek Meclisimiz önemli bir ilke imza atmıştır.