Steinmeier dönerin artık Almanya’nın da ulusal yemeklerinden biri olduğunu söyledi. Gezisinin ilk gününde Tarabya’da Almanya Büyükelçiliği Rezidansındaki etkinlikte 60 kiloluk döneri Almanya’da yaşayan döner ustası Arif Keleş’le birlikte keserek konuklara ikram etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan Ankara’daki basın toplantısında da ‘döner’li bir şaka yaptı: “Herhalde döner İstanbul’da bitirildi.” Neyse ki Külliyedeki akşam yemeğinde de Steinmeier’e döner ikram edildi!
Steinmeier ‘döner diplomasisi’ ile Almanya’daki, Türkiye’de kökleri olan, 2,7 milyon insanın başarılarını vurgulamayı amaçladığını söyledi. Siyasetten sanata, iş dünyasından bilime binlerce Türk kökenli kişinin Almanya’daki başarıları söz konusuyken ilişkileri dönerle vurgulamak doğru mu değil mi tartışmasına girmeyeceğim.
2000-2007 arası Nazi yeraltı örgütü NSU’nun 8’i Türk 10 kişiyi öldürdüğü olayın ardından cinayetleri aydınlatmak için kurulan özel polis ekibinin bu cinayetleri ‘döner cinayetleri’ olarak adlandırmasının ardından gündeme gelen ‘döner’ kelimesi ve ardından gelişen olaylar… Almanya’da 2011 yılında ‘dönerci cinayetleri’ kelimesi (evet iki kelime olduğunun farkındayım) mevzusu da var…
Ben ekmeğimin daha doğrusu dönerin peşindeyim. Bu nedenle dönerin Almanya’daki tarihsel macerasını anlatmayı tercih ediyorum.
Dönerin Almanya’da 50 yılı geçen bir hikayesi var. Bugünden 1970’lere doğru gidelim.
Almanya’nın eski başbakanı Angela Merkel Alman Parlamentosu yakınlarındaki bir dönerciden haftada birkaç kez döner yiyordu. 2020 yılında dev yatırımlar için Almanya’ya giden Elon Musk’a Berlin’de gazeteciler Alman mutfağında en sevdiği yiyeceği sorunca verdiği cevap “The döner kebab”tı.
Öyle ya da böyle yedi milyar dolarlık bir sektör ‘döner’ Avrupa’da, ağırlıklı olarak da Almanya’da. Ülkede 15 binden fazla döner restoranı var, yılda yaklaşık bir milyar döner tüketiliyor.