İzlanda’nın en ilginç ve göz alıcı doğal yapılarından biri, “Fil Kayası” olarak bilinen kaya oluşumudur. Bu kayalık, İzlanda’nın doğusunda yer alır ve adeta bir filin başını andıran şekliyle dikkat çeker. Kayaların doğal erozyon sonucu şekil alması, ziyaretçileri hem şaşırtıyor hem de büyülüyor. O kadar etkileyici bir görüntüsü vardır ki, bu yapının doğanın harikalarından biri olduğu düşünülebilir. İzlanda’nın volkanik arazisi, su terasları ve buzullarının birleşimiyle bu kaya, adeta doğanın elinden çıkmış bir sanat eserine dönüşmüştür.
Hırvatistan’daki “Dünyanın Gözü” olarak bilinen bu büyüleyici göl, Zadar’a yakın bir konumda yer alır. Gölün şekli ve rengi o kadar belirgin ve etkileyicidir ki, uzaydan bakıldığında gerçekten bir göz gibi göründüğü söylenebilir. Gölde kayıkla gezebilir veya çevresindeki doğal güzelliklerin tadını çıkarabilirsiniz. Zadar’a gelen her turist, bu olağanüstü görüntüyü görmek için kendisini buraya çekilmekte buluyor. Bu göl, bir zamanlar Hırvatistan’da gizemli ve mistik bir yer olarak kabul edilmiştir.
Dünyanın en büyük tuz çölü olan Salar de Uyuni, Bolivya’da yer alıyor ve adeta bir aynaya dönüşen tuzlu yüzeyiyle ünlüdür. Yağmur mevsiminde bu geniş alan, devasa bir yansıma havuzuna dönüşür ve gökyüzüyle birleşerek inanılmaz bir görsel şölen sunar. Salar de Uyuni’nin sonsuz gibi görünen beyaz yüzeyi, ziyaretçilerine bir başka dünyaya adım atıyormuş hissi verir. Bu muazzam çöl, yıldızların altında büyülü bir manzara sunarken, özellikle fotoğrafçılar için eşsiz bir fırsat sunmaktadır.