Tarihi kaynaklarda “Peristremma” adıyla bilinen Ihlara Vadisi içinden geçen Melendiz çayının adı olan Potamus, Kapadukus–Kappadokya Irmağı şeklinde geçmektedir. Tektonik yükselmeler ve Hasan Dağı Volkan’ın püskürmesi ile birlikte çöküntüye uğrayan Ihlara Vadisi, üzerinde ilerleyen Melendiz çayının binlerce yıllık aşındırması sonucunda ortaya çıktı.
Tarihi ve kültürel mirasının yanı sıra dünyanın ikinci büyük kanyonu olarak bilinen Ihlara Vadisi 14 kilometre uzunluğunda olmakla birlikte 382 basamaklı merdivenle iniyor. Yerli ve yabancı turistlerin yoğun ilgi gösterdiği Ihlara Vadisi doğal güzelliği ile birlikte yüzlerce bitki ve canlı çeşidine de ev sahipliği yapıyor.
Ihlara Vadisi’nin içerisinde 105 kilise ve yaklaşık 10.000 adet mağaranın yer aldığı bilinmektedir. Melendiz çayı ile adeta tüm doğal güzellikleri içerisinde saklayan Ihlara Vadisi, yerli ve yabancı turistleri kendine hayran bırakıyor.
Ihlara Vadisini gezmeye gelen Necla Şeşen, “Ihlara Vadisi’ni çok güzel gördük. Turumuza buradan başladık aşağıya doğru ineceğiz. Görüntüler, her taraf etkileyici. Hislerimiz çok değişik, eskiler neler yaşamış, neler görmüş. Herkese de tavsiye ediyorum gelip görsünler” sözlerini dile getirdi.
Ihlara Vadisi’nin dünya mirasının 7 harikasından biri olduğunu söyleyen Kerim Yasav, Hasan Dağı’nın patlaması ile birlikte lavlar nedeniyle oluşan bu vadinin Bizans, Helenistik ve Rumların yaşadığı bir vadi olduğunu aktardı. İçerisinde mağaralar, yeraltı şehirleri ve kiliselerin olduğunu belirten Yasav, “Bu kiliselerde özellikle Ortodoks asıllı kesimler geliyor ve kilisede ayin yapıyorlar. O dönemde kayaları oymuşlar ve kilise yapmışlar. Çok sayıda yerli ve yabancı ziyaretçilerimizin akın ettiğini görüyoruz” ifadelerini kullandı.