Babacan’ı “Hoş geldiniz, sefalar getirdiniz” sözleriyle karşılayan emekli vatandaş, “Ben Tayyip köyündenim. İsmim de Tayyip ama ne yapalım işte,” dedi. Babacan’ın “Memnun değil misin köyün isminden?” sorusuna ise, “Köyümüzü seviyorum ama inan ki Tayyip yüzünden memnun değiliz. Elimden gelse değiştireceğim. Perişanız ya!” cevabını verdi.
Emekli vatandaş, yaşadığı ekonomik zorlukları da şu sözlerle ifade etti:
“Ben emekliyim abi. Şu an aylığımın dörtte birini kesiyorlar. Devlet kesiyor. Niye kesiyor? Bilmiyorum, Tayyip’in parası mı yok, nasıl? 37 bin lira da kredi borcum var. Ay sonunda elime geçen 5-6 bin lira. Onu da elektrik faturasına veriyorum. Elektrik faturaları eskiden 400-500 liraydı, şimdi 3 bin lirayı buluyor. Çok para abi, veremiyoruz.”
Köyde yaşadığını belirten vatandaş, geçimini ancak eşinin, dostunun ve oğlunun desteğiyle sürdürebildiğini belirtti.
Ali Babacan, vatandaşın anlattıklarını dinledikten sonra, köy isimlerinin kişilere değil, tarihe ait olduğunu vurgulayarak, “O kişiler gelir geçer ama köy ismi eğer eski bir isimse durmasında fayda var” dedi.
Ekonomik koşullara ilişkin değerlendirmelerde de bulunan Babacan, emeklilerin içinde bulunduğu durumu şöyle özetledi:
“Emekli maaşıyla geçinmek imkânsız hale geldi. Hele şehirde yaşayanlar ve kira ödeyenler için bu daha da zor. Emekli maaşı artık asgari gıda alışverişine dahi yetmiyor. Yıllarca çalış, devlete prim yatır ama emekli olduktan sonra o yatırdığın primin hakkını geri alamaz hale gel.”