Yaşam Süresi Artışı
Resmi Gazete’de yayımlanan 2025 yılı programı, sosyal güvenlik konusuna özel bir önem atfediyor. Programın ilk bölümünde, SGK’nın gelir ve gider dengesi ele alınırken, ikinci bölümde sosyal güvenlik için atılması gereken adımlar vurgulanıyor. Programda, sosyal güvenlik sisteminin mali sürdürülebilirliğinin sağlanması amacıyla emeklilik yaşının gözden geçirileceği ifade ediliyor. “Sosyal Güvenlik Sistemi ve Finansmanı” başlığı altında, emeklilik kriterlerinin belirlenmesinde doğuşta beklenen yaşam süresi artışı ile uyumlu otomatik ayarlama mekanizmalarının geliştirileceği belirtiliyor.
Bu süreç, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Hazine ve Maliye Bakanlığı, Strateji ve Bütçe Başkanlığı ve Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından yürütülecek.
Aktif-Pasif Dengesinde Düşüş
2025 yılı programı, sosyal güvenlik sisteminin sürdürülebilirliğini gösteren ‘aktif-pasif dengesi’ne de dikkat çekiyor. Bu denge, bir emekliye bakan çalışan sayısını ifade ediyor ve ideal olarak bu sayının 4 olması bekleniyor. Ancak, 2022 yılında bu oran 2 iken, 2023’te yapılan değişikliklerle birlikte 1.66’ya düştü. Çırak, stajyer ve kursiyerler hariç tutulduğunda ise bu oran 1.84’ten 1.54’e geriledi.
Doğuşta Yaşam Süresi Beklentisi
Doğuşta beklenen yaşam süresi, sosyal güvenlik sistemindeki revizyon ihtiyacını gündeme getiriyor. Eskiden emeklilikte geçen süre ortalama 20 yıl iken, bu süre günümüzde 40 yıla ulaştı. TÜİK verilerine göre, Türkiye genelinde doğuşta beklenen yaşam süresi 77.3 yıl. Erkeklerde bu süre 74.7 yıl, kadınlarda ise 80 yıl olarak hesaplanıyor. 2000’li yıllarda emeklilik yaşının belirlendiği dönemde ise bu süre ortalama 68 yıldı.
Bu değişiklikler, sosyal güvenlik sisteminin mali sürdürülebilirliğini sağlama amacıyla yapılacak önemli adımlar olarak öne çıkıyor. Emeklilik yaşının yeniden düzenlenmesi, gelecekteki sosyal güvenlik politikalarının şekillenmesinde kritik bir rol oynayabilir.