Erdoğan’ın konuşmasından öne çıkanlar şöyle;
“Ödül sahiplerini belirleyen seçici kurul üyelerimize teşekkür ediyorum. 8 ayrı dalda ödül takdim ediyoruz. Bilim, kültür ve fikir dünyamızı eserleri ile aydınlatan sanatkar ve zanaatkarlarımıza şükranlarımı sunuyorum. Ödül sahiplerine başarılar diliyorum.
Kılı kırk yaran titiz ve kapsamlı bir değerlendirme süreciyle ödül sahiplerini belirleyen seçici kurul üyelerimize de bir vesile şükranlarımı sunuyorum. Bu yıl edebiyattan kütüphaneciliğe, müzikten tiyatroya, bilim kültürden sinema ve zanaatlara uzanan sekiz ayrı dalda ödül takdim ediyoruz. Prof. Dr. Gönül Tekin ve Prof. Dr. Günay Kut’a bilim kültür ödüllerimizi tebliğ ediyoruz.
Dünyanın önde gelen Türkologlarından olan Gönül Tekin hocamız, kitap ve makaleleriyle, araştırmalarıyla, konferanslarıyla eski Türk edebiyatına ışık tutan önemli çalışmalara imza attı. Harvard Üniversitesi’nde Osmanlı Türkçesi, Özbekçe ve Çağatayca dersleri veren Prof. Dr. Gönül Tekin, uzun yıllar editörlüğünü yaptığı Türklük Bilgisi Araştırmaları Dergisi ile Batı’da Türkçe Yayın Merkezli Türkoloji çalışmalarının da önünü açtı.
Harvard Üniversitesi bünyesindeki Osmanlı Türkçesi Yaz Okulu’nun Cunda’da açılmasında önemli bir pay sahibi olan hocamız, Mevlana, Yunus Emre, Ali Şirnevai, Evliya Çelebi ve Ahmet Hüdayi gibi nice abide ismin eserlerini disiplinler arası bir bakışla ele aldı.
Prof. Dr. Günay Kut ise yine Türkoloji ve Eski Türk Edebiyatı alanında uluslararası düzeyde tanınan saygın bir hocamız. Merhum Halil İnalcık’ın seçkin talebelerinden olan Prof. Dr. Günay Kut, Boğaziçi Üniversitesi’nde Türkoloji Bölümünü, Oxford Üniversitesi’nde ise Atatürk Enstitüsü’nü kurarak Türk kültürüne önemli hizmetlerde bulundu. Bilhassa biyografi ve yazma eserler alanında Türkoloji müktesebatına önemli katkılar sunan Günay Kut, Türk dilinin ve Türk edebiyatının uluslararası ölçekte tanınması için kritik bir rol oynadı. Bilim-kültür ödülü sahibi her iki hocamızı da tebrik ediyor, bugüne kadar yaptıkları kıymetli çalışmalarından ötürü kendilerine teşekkür ediyorum.
Edebiyat ödülünü bu yıl Sayın Fatma Karabıyık Barbarosoğlu’na tevdi ediyoruz. Yazı hayatına çok erken bir çağda 18 yaşında adım atan Fatma Barbarosoğlu, hikaye, roman, deneme, makale, mülakat ve köşe yazılarıyla Türk edebiyatında yer edinen isimlerden biri oldu. Eserlerinde modernizm gelenek ilişkisini, yabancılaşmayı, bilhassa kadınların toplumdaki yerini, karşılaştıkları sorunları, sevgiyi, dostluğu sosyolojik bir bakışla etkileyici bir üslupla ele aldı. Benim ağacım, benim tohumum kelimelerdir diyen Sayın Fatma Barbarosoğlu’nu da tebrik ediyor, yazı ve fikir hayatında başarılarının devamını diliyorum.
Bu yılki müzik ödülümüzün sahibi Ahmet Özhan oluyor. Sanat hayatında 57 yılı geride bırakan Ahmet Özhan, hem kişiliği hem de bilgi ve tecrübesiyle klasik Türk müziğine önemli eserler kazandırdı. Besteleri, yorumları, icraları ve araştırmalarıyla Türk sanat ve tasavvuf müziğimize eşsiz katkılar yaptı. Geçmişle gelecek arasında sağlam köprüler kurdu. Buhurizade Itri Efendi’den Hamamizade Dede Efendi’ye, Sultan 1. Ahmet Han’dan Alvarlı Efe Hazretlerine, nice zevat-ı kiramın güftelerini, bestelerini, nüftü şeriflerini bugüne taşıdı. Örnek bir sanatçı, emsal bir şahsiyet nasıl olur herkese gösteren Ahmet Özhan’ı kutluyor, sanat ve tasavvuf musikimize yaptığı değerli hizmetler için kendisine teşekkür ediyor.
Her alanda olduğu gibi kültür ve sanatta da kimsenin dünya görüşüne, siyasi tutumuna bakmıyor, ülkeye, millete, bu topraklara aidiyet duyan herkesi baş tacı etmeye özen gösteriyoruz. Devraldığımız mirası zenginleştirmek için ömrümü vakfeden her sanatçı bizim gönlümüzde ayrı bir yere sahiptir.
Kim olursa olsun, sanatını aşkla icra eden, milletin derdiyle dertlenen, millete tepeden bakmayan herkese devlet olarak elimizden gelen desteği sağlıyoruz. Sanatçılarımız bizim gözümüzde o büyük insandır”