Baş’ın açıklamaları şöyle;
Siyasette elbette ki mücadele kadar müzakere de meşrudur. Ancak zaten hakkımız olanı almak için, zaten olması gerekenin yapılabilmesi için hiç kimseye teslim olmayacağımızı, hiç kimseden özür dilemeyeceğimizi, hiç kimsenin karşısında geri adım atmayacağımızı da bütün kamuoyunun bilmesini isterim. Biz bu iktidarı tanıyoruz. Yerel seçim hezimetinden çıkışın bir yolu olarak karşılarında direnen milyonlarca insana da zaten yapmaları gerekeni yapacakları için geri adım attırmaya çalışmalarını kabul etmiyoruz.
Meclis personelinin kullandığı servislerin tasarruf tedbirleri kapsamında kaldırılacağı söyleniyor. Şimdi Meclis’te onlarca, yüzlerce makam arabası her gün dünya kadar masraf yaparken işçileri getirip götüren servislerden tasarruf etmeyi düşünen bir zihniyetle karşı karşıyayız. Bu ekonomik kriz dedikleri sıkışmanın faturasının yoksullara, emekçilere, halka ödetmeye çalışan bir iktidar anlayışıyla karşı karşıyayız.
Bir tane kurum var, açlıkla, sefaletle boğuşan yurttaşlara sesleniyorlar, sabredin diyorlar. Ama her gün lüks araçlarıyla gündemlere geliyorlar. Tasarruf tedbirleri bu ülkenin emekçilerinde kemerde delik açılacak bir yer dahi bırakmamışken bu kurumun yetkilileri kefenin cebi yoktur diyerek ceplerine lüks araçların anahtarlarını doldurarak hayatlarını sürdürüyorlar. İşte bu Hazine Bakanı’nın temsil ettiği program ancak böyle ayakta kalabilir. Bunların hesabı öte tarafa falan kalmayacak. İşçinin, emekçinin, alın terinin hakkını mahşere bırakmayacağız. Emekçilerin alın terini sömürerek yaşadıkları bu şatafat düzenine mutlaka ama mutlaka son vereceğiz.