Bu keşif, sadece fay hatlarını değil, aynı zamanda kıvrımları, bindirme faylarını ve çeşitli toprak tabakalarını da net bir şekilde gösteriyor. Bölgedeki fayların “jeolojik miras” niteliği taşıdığını belirten uzmanlar, buranın bir geopark ilan edilerek bilimsel çalışmalara açılması gerektiğini vurguluyor.
Atatürk Üniversitesi’nden emekli jeoloji mühendisi Dr. Mehmet Salih Bayraktutan, bölgenin Türkiye’nin dört bir yanından gelecek mühendislik öğrencileri için uygulamalı eğitim sahası olabileceğini belirtti. Bayraktutan, bu fay hattının Erzurum merkezinden başlayarak Çat yolu boyunca uzandığını ve şehir hastanesinin altından Yarımca Mahallesi’ne kadar devam ettiğini ifade etti.
Erzurum’da beklenen en büyük depremin 6 büyüklüğünde olabileceğini belirten Bayraktutan, bu büyüklükteki depremlerin sağlam yapılar için bir yıkım sebebi olmayacağını söyledi. Depremi sadece bir afet olarak görmekten ziyade, doğanın dengesi için gerekli bir olay olarak tanımlayan Bayraktutan, “Evlerimiz sağlam olsa, deprem olduğu için şükretmemiz gerekir” diyerek deprem gerçeğine farklı bir bakış açısı getirdi.
