Duruşma yaklaşık 1 saat 40 dakika sürdü. Savcılık, Eylem Tok’un oğlunu kaza sonrası yurtdışına kaçırmasının Türkiye’de suçunun sabit hale geldiğini vurguladı. Savunma tarafı ise Tok’un Türkiye’de sabıka kaydının olmadığını ve suçunun Türk ceza kanunlarına göre 1 yıldan az hapis cezası içerdiğini belirterek, iki ülke arasındaki anlaşmaya göre iadesinin zorunlu olmadığını savundu.
Hakim Donal J. Jabell, mahkemenin uzaması nedeniyle taraflardan yaptıkları savunmaları 1 hafta içinde 8 sayfayı geçmeyecek şekilde özetleyerek sunmalarını istedi. Tok’un tutukluluk halinin devamına karar verildi.
Duruşma çıkışında açıklama yapan ailenin avukatı Burak Erden, Eylem Tok’un ve oğlu Timur Cihantimur’un Türkiye’ye iadesini umduklarını ifade etti. Erden, “İfade vermeleri gerekecek. İhmal suretiyle kasten adam öldürme, bilinçli taksir ve delilleri karartma gibi suçlardan ceza alacaklar. Bu suçlar 3 ila 22,5 yıl hapis gerektiriyor.” dedi.
Ailenin avukatı, duruşmada Oğuz Murat Aci’nin eşi Şükriye Aci ve annesi Perviz Aci tarafından yazılmış mektupları mahkemeye sundu. Şükriye Aci, mektubunda eşinin yalnızca bir “isim” olmadığını, iyi bir eş ve 1,5 yaşındaki çocuklarının babası olduğunu hatırlatarak, “Kocam artık yok ve ben asla bütün olmayacak bir hayatın parçalarını toplamak zorundayım.” dedi.
Pervin Aci ise yazdığı mektupta, oğlunun ehliyetsiz bir sürücü tarafından öldürüldüğünü vurgulayarak, sanığın annesi tarafından yurtdışına kaçırılmasını eleştirdi. Aci, “Adalet, mesafe veya coğrafya ile kaçınılabilecek bir şey olmamalı.” ifadelerini kullandı.