Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı Örgütlü Suçlar ve Terör Suçları Soruşturma Bürosunca hazırlanan fezlekede, örgüt lideri olduğu iddia edilen şüpheli Dr. F.S’nin ve örgüt yöneticisi zanlı Dr. İ.G’yle birlikte hareket edip hastanelerin uygun koşullarda tedavi verebilecek durumda olup olmadığına bakmaksızın, bebek hastaların hayatı pahasına, anlaşmalı oldukları hastanelere usulsüz yöntemlerle sevk ettirdikleri kaydedildi.
Zanlıların, bebek hastaların uzun süreli yatış işlemlerinin yapılmasını sağlayarak, SGK’dan yüksek miktarda gelir elde ettikleri belirtilen fezlekede, “curosurf” isimli, solunum tedavisinde kullanılan ilaçların, bebek hastalar üzerinde kullanılmış gibi gösterip üçüncü kişilere satılmasını sağladıkları ifade edildi.
Fezlekede, şüphelilerin, kimi zaman da yabancı uyruklu bebek hasta yakınlarının mağduriyetinden ve düşkünlüğünden faydalanıp örgüt üyesi hemşireler aracılığıyla, “simsarlık” diye tabir edilen şekilde hasta yakınlarından piyasa fiyatının üstünde tedavi masrafları alıp kamu kurumunu aracı kılmak suretiyle dolandırıcılık yaptıkları anlatıldı. Bu ve bunun gibi birçok işlemlerin takibini yapmak amacıyla örgüt lideri F.S’nin, her hastanede kendisine bağlı sağlık çalışanları ile sürekli iletişim halinde olduğu belirtilen fezlekede, bu sağlık çalışanlarına şirketi ve şahsi banka hesapları üzerinden düzenli ödeme yaptığı aktarıldı.
Fezlekede, bazı özel hastanelerde görev yapan dosya şüphelisi hemşirelerin, örgüte bile isteye yardım ederek bundan maddi menfaat elde edip, suçun işlenmesine olanak sağladıkları vurgulandı. Dosyaya konu şüphelilerin görüşmeleri ve banka hareketlerine yer verilen fezlekede, ayrıca eylemleri de detaylı olarak anlatıldı.
Savcılıkça hazırlanan fezlekede, özel bir hastanede müdür yardımcısı olarak görev yapan M.K’nin, ambulans şoförü olarak kamu görevi yapan şüpheli G.M.Ö’ye bebek yoğun bakım hastasına ihtiyacının olduğunu, üçüncü basamak bebek hasta göndermesi karşılığında hasta başına kendisine 10 bin lira vereceğini ve eşinin sigortasının hastane tarafından yapılacağını söylediği belirtildi.
Şüpheli F.S’nin Çorlu’da çalışmış olduğu hastanenin hemşiresi tarafından arandığı kaydedilen fezlekede, iki bebeğin durumunun kötü olduğunu söylediği, şüphelinin buna karşılık “En azından ben gelinceye kadar yaşasın” dediği aktarıldı.