Mandalarla ilgilenmekten büyük keyif aldığını ifade eden Melike Çakır, “Ailemle beraber tarım ve hayvancılık yapıyoruz. Annem ve ben camızlar ile ilgilenirken babam da tarımla ilgileniyor. Sabah kalkınca ilk önce sağıma başlıyoruz. Sağımdan sonra hayvanları salıp suya sokuyoruz. Meraya salıyoruz. Çobanlarımız gün boyu onlarla ilgileniyor. Akşam olduğunda tekrar sağıma alıyoruz. Hayvanların ilk olarak serinlemesini sağlıyoruz. Tenlerinden dolayı görünümleri siyah olduğu için güneş onları çarpıyor ve çok fazla daraltıyor. Suya soktuktan sonra rahatlıyorlar. Üzerlerinde biraz parazit olduğu için hem çamura yatıyorlar hem de suya girip serinliyorlar. Burası görünüm olarak her ne kadar Afrika’yı andırsa da Tokat’ta bir yer. Göle girdikleri yeri siz de gördünüz. Burayı görenler içeriden timsah çıkacakmış gibi bekliyoruz diyorlar” dedi.
Çakır, gölete giren mandaların görüntülerinin Afrika’yı anımsattığını belirterek, “Burası Tokat’ın Erbaa ilçesi. Camızlara hep farklı isim verdim. Çok farklı isimleri var. Yontuk ve Cıbır gibi kişisel özelliklerine göre veya görünümlerine göre farklı isimler verdik. Küçüklükten beri onlarla beraber olduğum için farklı bir bağım var” diye konuştu.