Tekin, yaptığı yazılı açıklamada, huzurevlerinde aylık bakım ücretlerine yapılan yüzde 360’a varan zamları gündeme getirerek, emekli bireylerin yaşam koşullarının giderek zorlaştığını vurguladı. “Emekli isen bu dünyada yerin yok. Ölsen de kurtuluş yok” ifadeleriyle yaşlıların içinde bulunduğu durumu özetledi.
Özel huzurevlerinde bakım fiyatlarının 40 bin ile 50 bin TL arasında sabitlenmesi gerektiğini belirten Tekin, “Aksi takdirde, bu merkezlerin sürdürülebilirliği tehlikeye girmekte ve birçok kurum kapılarını kapatmak zorunda kalacak” dedi. Evde bakımın da maliyetli hale geldiğine dikkat çeken Tekin, “Bir bakıcının ücreti 40 bin TL’yi bulmakta, bunun yanı sıra yiyecek, içecek, kira ve enerji giderleri gibi ek maliyetler de ortaya çıkmaktadır. Bu durum, aileleri evde bakım yerine kurumsal bakıma yönlendirmekte, ancak bu da bir çıkmaz yaratmaktadır” ifadelerini kullandı.
Devletin özel huzurevleri ve bakım merkezleri için sağladığı desteğin artırılmasının kaçınılmaz olduğunu söyleyen Tekin, Türkiye genelindeki mevcut bakım kapasitesine dikkat çekti. Şubat 2022 itibarıyla Türkiye’de 17 bin 606 kapasiteli 268 özel huzurevinin bulunduğunu belirten Tekin, bu merkezlerde 11 bin 467 yaşlının bakım gördüğünü aktardı. Kamuya ait 20 huzurevinde ise 2 bin 889 kapasite ile 1,735 yaşlıya hizmet verildiğini ekleyerek, bu alandaki talebin her geçen gün arttığını belirtti.
Tekin, huzurevlerinin yaşlıların sağlıklı bir ortamda bakılmasını, huzurlu bir yaşam sürmelerini ve toplumsal yaşama aktif bir şekilde katılmalarını sağlayan önemli kuruluşlar olduğunu vurguladı. “Geçmişte, kurumsal bakımın yalnızca yoksul ve bakıma muhtaç yaşlılara yönelik olduğu düşünülse de, günümüzde artan kronik hastalıklar ve değişen yaşam koşulları nedeniyle uzun süreli kurumsal bakım ihtiyacı giderek artmaktadır” diye ekledi.
Devletin yaşlı bireylerin bakımına yönelik politikalarını gözden geçirmesi ve bu konuda acil önlemler alması gerektiğini belirten Tekin, “Yaşlılarımıza saygı göstermek ve onların ihtiyaçlarını karşılamak, bir toplumun en önemli sorumluluklarından biridir. Bu nedenle, gereken adımlar atılmadığı sürece yaşlılarımız yalnızca ekonomik bir yük olarak görülmeye devam edecektir.” dedi.