Türkiye’nin deprem tehlikesiyle yüzleştiği gerçeğini dile getiren Yoshinori Moriwaki, “Elazığ, Kahramanmaraş ve Hatay’daki depremler, Doğu Anadolu Fay Hattı’nın batı kolunda yer alan Adana’dan Kıbrıs’a kadar uzanan fay hattının kırılma olasılığını artırıyor” dedi. Moriwaki, Türkiye’nin tsunami riski düşük olsa da, denizde meydana gelebilecek depremler sonucunda bu ihtimalin göz ardı edilmemesi gerektiğini vurguladı.
Moriwaki, geçmişteki büyük depremlere atıfta bulunarak, İstanbul’un da büyük bir deprem riski altında olduğunu belirtti. 1509 ve 1760 yıllarında İstanbul’da yaşanan depremler arasındaki 250 yıllık süreçte biriken enerjinin, şu anki deprem riskini artırdığını ifade etti. “Türkiye’deki depremler, yaklaşık her 100-150 yılda bir büyük birikmiş enerjiyle gerçekleşiyor. Dolayısıyla İstanbul’da da büyük bir deprem bekleniyor” şeklinde konuştu.
Panelde konuşan MAG AMADER Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Karadayı, afetlerle mücadelede yerel yönetimlerin kritik bir rol oynadığını belirtti. “Toplum ve yerel yönetimlerin birlikte çalışması hayati önem taşıyor. Böyle paneller, sorunları çözüme kavuşturmak için önemli bir zemin oluşturuyor” dedi.
Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer ise deprem gerçeğinin ülkenin en önemli ulusal meselesi olduğunu vurguladı. “Deprem, siyasi veya ideolojik bir mesele değil; bu, tüm Türkiye’nin sahiplenmesi gereken bir gerçeklik,” diyerek İstanbul’un deprem riskini hatırlattı. Özer, “Japonya’daki yüksek binalar ve etkili yapılaşma örneklerinden ders almalıyız” dedi.