İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, Lütfü Haluk Bayraktar, Selçuk Bayraktar ve Baykar Makina Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi “müşteki” sıfatıyla yer aldı.
İddianamede, İstanbul Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğüce düzenlenen 9 Mayıs tarihli rapora göre, Yavuz hakkında daha önceden “terör örgütü propagandası yapmak”, “halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama” gibi suçlardan soruşturmalar yürütüldüğü, ayrıca Yavuz’un Dokuz Eylül Üniversitesi’nde öğrenciyken yürüyüşlere katıldığına ilişkin bilgiler elde edildiği aktarıldı.
UYAP kayıtlarına göre de iddianamede, Yavuz’a 2018’deki sosyal medya paylaşımları nedeniyle 1 yıl 6 ay 22 gün hapis verildiği, ancak ertelenen bu hükmün henüz kesinleşmediği bilgisine yer verildi.
İddianamede, Evren Barış Yavuz’un “Alevilerin Neden Bir PKK’si olmalıydı?” başlıklı yazısında devlete karşı silahlı mücadeleyi meşru gösterdiği, bunun için de PKK silahlı terör örgütünü örnek verdiği kaydedildi.
Yavuz’un, PKK’nin cebir, şiddet veya tehdit içeren yöntemlerini meşru gösterecek veya övecek ya da bu yöntemlere başvurmayı teşvik edecek şekilde propagandasını yaptığı dile getirildi.
İddianamede, Yavuz’un, Selçuk Bayraktar ile Lütfü Haluk Bayraktar’ın aynı karede bulunduğu ve Filistin halkı lehinde düzenlenen bir mitingde çekilmiş fotoğrafı “Jet yakıtı satmışlar” notuyla paylaştığı kaydedildi.
Yavuz’un eyleminin, Türkiye’nin iç ve dış güvenliği ile kamu düzenine ilişkin olduğu ifade edilen iddianamede, bu paylaşım üzerine kamuoyunda tartışmalar meydana geldiği, bu açıdan da söz konusu paylaşımın kamu barışını bozmaya elverişli nitelikte olduğu değerlendirmesine yer verildi. İddianamede, müştekilerin İsrail’in katliamlarına destek oldukları yönünde algı oluşmasına kasten neden olabileceği belirtilen paylaşımın, aynı zamanda müştekilerin onur, şeref ve saygınlıklarını rencide edebilecek nitelikte somut bir eylem olduğu anlatıldı.