Karar okurlarına bir sözüm olacak – Fehmi Koru

Karar okurlarına bir sözüm olacak – Fehmi Koru

İnsan hayatında her ilk zordur: Hayatınızın ilk günü olan doğumunuzu ve sizi sevgisiyle karşılayanlara ağlayarak verdiğiniz tepkiyi düşünün… Eğitim hayatınızın ilk gününü… İş hayatına atıldığınız ilk günü…

Yazı hayatım yarım yüzyılı aştı; artık o zorluğu çoktan geride bırakmış olmam gerekiyor, değil mi?

Değil.

Siz Karar okurları ile buluşacağım ilk günkü yazımı zihnimde planlarken, ne kadar zorlandığımı tahayyül edemezsiniz.

Türkiye, köklü değişimlerin her yerde varlığını hissettirdiği dünyamız içerisinde değişimden en fazla etkilenen ülkelerden…

Yazı hayatımın ilk günlerinde zihinlerimiz pek az şeyle meşguldü. İnsanların kendilerini geliştirebilecekleri imkanlar sınırlıydı. Sınırlarımız dışında meydana gelen gelişmelerden nice sonra haber alınabiliyordu.

Türkiye içerisinde bile gazetelerin ulaşmadığı yerler vardı.

Bir kentten bir başka kente trenle seyahat ederken, bir çok yerde, çocukların “Gazete, gazete” çığlıklarıyla karşılaşıyorduk.

Erzurum’da 1970’lerde bir ay kalmam gerekmişti ve ben oraya günlük gazetelerin ertesi gün geldiği gerçeğiyle karşılaşmıştım.

Yabancı gazeteler, dergiler, kitaplar, ancak büyük kentlerde, çıktıklarından hayli sonra okurlarla buluşabiliyordu.

Muhabirler, 1980 öncesinde, öğrendiklerini çabuk kaydedebilsinler diye, sözcüklerin simgelerle ifade edildiği steno kurslarına gönderiliyordu.

Gazetelerin bilgisayarlarla donatılmaları erken başlasa bile, bizler tarafından kullanılabilmeleri ancak 1980’lerin sonuna doğru mümkün olabildi. Dizüstü bilgisayarla bir yurtdışı geziye katıldığımda diğer meslektaşların tepkileri dün gibi belleğimde.

Exit mobile version