Dava süreci devam ederken çift arasında yaşanan bir tartışmada koca eşini yumruk ve tekmeyle dövdü. Bu esnada kadının da kocasını tırmalayarak yaraladığı belirtilirken taraflar karşılıklı ‘kasten yaralama’ suçlamasıyla mahkemelik oldu. Koca ayrıca eşine karşı boşanma davası açarak eşinin kıskançlık krizlerine girdiğini, kendisine hakaret ettiğini ve çocukları Suriye vatandaşı olduğu için ülkesine götürme riski bulunduğunu öne sürerek velayetin kendisine verilmesini talep etti.
10haber’de yer alan habere göre, davayı karara bağlayan Diyarbakır Aile Mahkemesi, kocanın başka bir kadınla fiilen yaşadığını ve sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiğini belirterek kadına ve çocuklara tedbir nafakası ödenmesine karar verdi. Boşanma yönünden ise kocanın tam kusurlu olduğuna hükmederek boşanma talebini reddetti. Mahkeme erkeğin eşine uyguladığı şiddet ve sadakatsizliği nedeniyle kadının kusurlu bir davranışının ispat edilemediğini vurguladı.
Ancak yerel mahkemenin bu kararı istinaf tarafından kısmen bozuldu. Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi, tarafların karşılıklı ‘kasten yaralama’ suçundan aldıkları ceza hükümlerini göz önünde bulundurarak kadının da kısmen kusurlu olduğunu belirtti ve çiftin boşanmasına karar verdi.
Dosya, Yargıtay’a taşındı ve Yargıtay Hukuk Dairesi istinaf mahkemesinin boşanma kararını bozdu. Kararda kadının tırnakla yaralama eyleminin kocasının fiziksel şiddetine karşı savunma içgüdüsüyle gerçekleştirildiği ve bunun boşanmayı gerektiren kusurlu bir davranış olmadığı belirtildi. Yargıtay olayda erkeğin tam kusurlu olduğunu vurguladı.
Dosyanın yeniden gönderildiği istinaf mahkemesi ise kadının tepki sınırlarını aştığı gerekçesiyle boşanma kararında direndi. Son kararı veren Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kadının eyleminin savunma ve tepki niteliğinde olduğu yönünde karar vererek boşanma kararını iptal etti.
Bu karar Yargıtay Hukuk Genel Kurulu tarafından içtihat metni haline getirilerek emsal niteliği kazandı.