Hasan Engin Tuncer, AB’de bu konularla ilgili sorumlu bir şirket ile çalıştıklarını açıklayarak şöyle devam etti:
“Avrupa’da da daha önce hiç uygulanmamış enteresan bir süreç yaşıyoruz. Konuya ilişkin belgeler de yavaş yavaş elimize ulaşmaya başladı. Aslında biz Avrupa Birliği’nde bu konularla ilgili sorumlu bir şirketle çalışıyoruz. O şirkete ne bir ihtar gelmiş, ne de imha talebinde bulunulmuş. Almanya’daki distribütörümüze de böyle bir bilgi gelmemiş. Dolayısıyla kimseyle irtibat sağlanmadan doğrudan bir toplatma kararı yayınına çıkılmış. Karara ve hafta sonu nedeniyle yeni elimize ulaşan belgelere de baktığımızda toplatma kararı Mart 2022’den önceki ürünlerle ilgili.
Fakat biz toplatma kararı alınan ürünlerin fotoğraflarına baktığımızda logodan anlıyoruz ki bu ürünler 2022’den de önce 2021’den önce üretilmiş ürünler. Yani son kullanma tarihi geçmiş ve vitrine çıkması olası olmayan ürünler. Distribütör firmanın deposunun bir köşesinde unutulmuş. Normalde önce bu konuyla ilgili distribütör firmaya veya bizimle ilişkili olan sorumlu firmaya bir uyarı verip imha ettirmeleri gerekirdi. Fakat bunu yapmadan kararı doğrudan yayına çıkmışlar.
Biz satışa sunacağımızı ürünlerle ilgili öncelikle bir sağlık sertifikası düzenleriz. Eğer bu üründe bahsi geçen ürünler varsa zaten gümrüklerden geçme imkanı da olmaz. Bu da bu ürünlerin bahsi geçen maddenin kullanılmaması gerektiğine işaret eden çalışma yapılmadan önce zaten o ülkeye ihraç edildiğini gösteriyor.
Mevcutta vitrinde olan ürünlerimizle ilgili ise AB’de herhangi bir yasak veya toplatma kararı da yok. Buna karşılık Amazon’un açıklamasını çok çok yanlış buluyoruz. yayınlanan kararda toplatma kararının hangi tarihli ürünler için olduğu net bir şekilde belirtilmiş. Buna rağmen sanki tüm ürünler içinmiş gibi bir duyuruyu doğru bulmadık. Öte yandan da Amazon’un geri çağırma duyurusuna rağmen diğer taraftan ürünlerimizin satışına da devam ettiğini görüyoruz.
Biz ürünlerimizi 74 ülkeye satıyoruz ve Türkiye’ye döviz getiriyoruz. Hiçbir problem de yaşamıyoruz. Zaten kullanılan maddeyle ilgili çalışma da sadece Avrupa Birliği’nde yansıma bulan bir çalışma. Bu madde ABD’de yasak değil, Rusya’da, Çin’de, Hong Kong’ta veya Singapur’da da yasak değil. Kaldı ki bu madde bizde artık kullanılan bir madde de değil.
Türkiye’de de Sağlık Bakanlığı ile irtibat halindeyiz. Eğer aldığımız sağlık sertifikalarında sorun olsaydı ürünlerimizin Türkiye’de de satılması mümkün olmazdı.”